Bir bıçak saplanmıştı, nasıl olduysa bağrıma.
Yarılmıştı yüreğim, ortasından.
Sızım, sızım sızladı sonra, her yerlerim.
Dizilmişti boncuk, bocuk terler dökerken kelimeler boğazıma.
 
Konuşamıyordum.
Lal olmuştu dilim, içimdeki korkudan.
Dizlerim çalışan, on altı silindir bir arabanın pistonu gibiydi.
Ve!
Terler boşalıyordu, korku dolu başımdan.
 
Bakakalmıştım.
Etrafına kan kusturan, ateş saçan sözlere.
Kayboldum karanlıkların içinde, kin ve nefret üzerime sıçramadan
Uzaklaştım.
Ve!
İzbe köşelerde, gecenin ayazı işlemişti iliklerime.
 
Sonra dolunay yol gösterdi
Gecenin ayazında bir şefkatin kucağında bulmuştum kendimi
Dedi bir çift göz kapıdan, bekleme haydi gir içeri
Ve!
O dost bir tas çorba getirdi ısıtmıştı, korkudan titreyen yüreğimi.
 
O gece ben!
Kader dedim başıma gelene.
En olmadık bir zamanımda küsmüştüm hayata.
Ve!
Sineme çektim, en olmadık zamanda yediğim silleyi felekten.
Hala şaşarım başıma gelene
 
 
 
16 Eylül 2016
Ahmet Yüksel Şanlı er
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

( Sineme Çektim Silleyi başlıklı yazı Ahmet Yüksel tarafından 16.09.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.