Damlayan damsız
heyecanlar;
Yeknesak varlığın hibe
ettiği o dokunuş:
Hani olur da makamsız
ve sırdaş bir notaya
Teveccüh buyuran
kıvrımlarında
Gönül dolusu tevekkülün
rükû bulduğu
Kayıp bir ayrıntıda
kaybolurum;
Kayıpların peşi sıra
devinir de zaman;
Zatı halinde vücut
bulur naif kelam.
Adsız adamların baş
belası aşüfte gülüşler;
Durgun sahillerde
tepetaklak olası yakarışlar:
Bir milat bir miat;
Köhne bir sarkaçta ucu
kopuk teferruat yüklü
Sıra dışı o tek göz
odada,
Dokudukça kader
Ve dokundukça yüreği kırık
dilber:
İçinde saklı adeta tüm
hayat;
Hayli hoyrat bir
güncede
Revnak külfetiyle sıra
dışı
Sırdaş bir ikilemden
damlayan
Kanadı kırık bir serçe
kadar ürkek olsa da,
Dilinden düşmeyen tek
kelama sığdırırcasına
İfşa ettiği nice yalan.
Suslara denk düşmekse:
Sevi dilinde kanayan
tek bir lehçede
Arındığı günahlar;
Kıt kanaat mutluluklara
bel bağlamakla eş değer
Ölümden sızan ölesiye
yakarışlar:
Kinayesi zapt etmişken,
Tutkulu bir aşka nifak
sokarcasına kuşkulu nefer.
Tek tokadına değer
belki de
Aşka dökülen ve yüzü
suyu hürmetine,
Dağdan dağa uzanan
dağınık bulutlar:
Hem de aklın tekerine
yığdığım
Seferi karanlıklardan
medet umarcasına,
Zulme riayet eden tek
sikke dahi
Kınında rehin
düşmüşçesine.
Hoyrat, zorba hatta
tıknaz;
Soluk, yorgun bir o
kadar vurdumduymaz:
Mütereddit bir
bağnazlığa sığmaksa,
Sığıntı bir gölgeye
tekabül eden zaman,
Boyutların ruhu duymaz
olsa da
Kayıp ve yâd ellerde,
Kadere tanıklık eden
Ödemekle bitmek bilmez
kefaret:
Hadi, gel dercesine
Fısıldasa yeter içten
içe
Son bulurcasına
döngünün rehaveti.