VAN...MARDiN...ELAZIĞ...BiTLiS...HAKKARi...CiZRE...

 ***
Kader kara yazmışsa anlamsız kalır sebep
Bir Arslanın peşine çelimsiz enik düşer...
Kalemim edep bilir; "Yunus'ca" yazar da hep
Ihâneti görünce "Yavuz'a" yenik düşer...
...
 
AĞIT

Adını anmak dahi işkenceyken dilime
Nasıl sığsın gözyaşım ufacık mendilime?
Memleketim yanarken bir uçtan öbür uca
Benim sönen her ocak, dertli tüten her baca
Saklandığı inlerden sırıtırken onca it
Hançerlendi sırtından onbir arslan, koçyiğit.
Gün doğmuş, gülümserken, doğrandım lime lime
Ateş düştü içime; kime dert yansam...Kime?
Dem geçer devran gelir, keser döner, döner sap
Tarih okuyan bilir; açık kalmaz bu hesap!
Dirense de kalemim, matem tutsa da kâğıt
Çare yok, bugün burda, yazılacak bu ağıt.
Ki, öğrensin okuyan, neden kanar yaram hep
Nedir beni kahreden ve kimler buna sebep;
*
Ey cürmünü kâr sayan ar bilmez lânetli ruh!
İnsan olmaktan cayan, Nemrut tıynetli güruh!
Ey tasması zimmetli, kudurmuş ipi kopuk!
Mel'undan icâzetli, kandan beslenen sapık!
Sanma ye'se düşerim, pes ettiğim an olur
Şehâdet mukadderse, neslimize şân olur.
Düşsek de gaflet ile vahdetten hayli uzak
Sayenizde kavuştuk; farkedildi her tuzak...
Buz tutup hayallerim, kalsa da rüyam yarım
Çileyi, sabrı ölçen, imtihandan sayarım!
Ne bahtımdan imtiyaz, ne bahar dilenirim
Her yediğim darbeyle daha da bilenirim.
Bilirim ki, bu Bayrak, verilen cana değer
Ve zafer milletimin! Buna lâyıksa eğer!
*
 Bir millet ki vahdette etmez ise ittifak
Âkibet "Suriye"dir; paramparça, un-ufak.
Havada kalmış ise kardeşçe uzanan el
Vatan; savunma bekler, toprak; can denen bedel!
Kastı kavga olana sözüm açık, gâyet net
Hatalar affedilir...istisnası ihânet!
Doğrudur, her şehitle benim de yaram kanar
Düşen benim yiğidim; elbet yüreğim yanar.
Lâkin, şayet yanarsam, aslâ sönmemek üzre
Benimle yanar Şırnak, kül olur Varto, Cizre!
Tutuşur alevimden Yüksekova, Tunceli
Kanla alınan yurdun, yine kandır bedeli!
Zâlimler sanmasın ki, azmimde noksan olur
Silah saklı mahzenler yer ile yeksan olur.
Şehit kanı kokarken Yurt sathı karış karış
Ayrı devlet hülyâsı rüzgâra karşı yarış!
"Barış, huzur ve güven" özlemi bu milletin
Geldik, yine geliriz hakkından her illetin.
*
Ey benim kökeni Kürt, canımdan can kardeşim!
Şâyet sen ses verirsen, bayramın olur düşüm.
Düşün! Biz ki tarihe destan yazarken birdik!
Düşün! Çanakkale’de siper kazarken birdik!
Düşün ki tanığıyız, gurur verici dünün!
Düşün ki, parçasıyız, ayrılmaz bir bütünün
Söz konusu Vatanken, inlerken istiklâlin
Lekedir neslin için vurdumduymaz bu hâlin!
Düşün ki o Alsancak senin de emanetin
Birlikte gelmeliyiz hakkından hıyanetin!
Elemini yaşarken tefrika belâsının
Ardına düşmek niye terör müptelasının?
Yolların mayınlarla olurken delik deşik
Nasıl hâlâ aşılmaz, sabır denen o eşik?
Yanan senin hastanen, yakılan senin kepçen
"Yeter!" diye haykır da çözülsün şu kelepçen.
Teröristin açmazı şeytan ile aktidir
Felaket arefesi! "Dur!" demenin vaktidir!
*
"Dur!" de ki sükûtundan farklı anlam çıkmasın
Şımaran şerefsizler hergün kurşun sıkmasın!
"Dur!" de ki, pus dağılsın, şer yerine uz olsun
Karanlık mihrakların oyunları bozulsun!
"Dur!" de ki, başlar yere, bayrak gökten inmesin
Sözde dost Amerika, İsrail sevinmesin!
Dinmesin dosta gurur, düşmana kâbus gür ses
Yer ile yeksân olsun, ufkuna dar bu kafes.
"Dur!" de ki, üzüntüden, kahrolsun kahpe Batı
Sarsılsın, sona ersin iblisin saltanatı.
"Dur! de ki, bu memleket hâinlere dar gelsin
Dinsin esen fırtına; ülkeye bahar gelsin.
"Dur!" de ki, üstümüzde oynanan oyun bitsin!
"Dur!" de ki, karabasan bu Vatanı terketsin...
*
Bitsin artık bu kavga, müsebbibi el isyan
Teröre destek vermek insan aklına ziyân.
Tefrikâ, hergün acı, ardı esâret demek
El ver ki, hayat bulsun, boşa gitmesin emek.
El ver ki, gözler hüzün, kirpikler yaş dökmesin
Ufkumuza kasâvet, sîneye gam çökmesin.
El ver ki, mazlum gülsün, umut, olmasın mevtâ
El ver ki, hedef huzur, barış olsun tek rota.
Maskeleri yırtılmış, herşey olmuşken ayan
Hâlâ ne bekliyorsun? Ayıptır, zûldür, uyan!
Uyan da gör, kim zevkle kına yakmakta, kına!
Uyan da bir "YETER!" de; uyan! Allahaşkına!
Öyle güçlü ses ver ki, sadân cihânı yıksın
Ki, bileyim, ölmedin, yaşıyorsun...ayıksın.

Mecit AKTÜRK

( A Ğ I T başlıklı yazı Mecit Aktürk tarafından 27.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.