ZEYNEP…İÇİMİZDEN BİRİ…(2.ci Bölüm )

 

Ah anılar anılar anılar.Ne çok anılar biriktirmişim hâfızamda. Silinmemişler ve hep benimle birliktelermiş.Hem hüzünlendim hem sevindim.

                                             …..Zeynep Hanım…

 

Zeynep’in hayatının en enteresan anılarından biri de o,ilkokul 3.cü sınıftayken,sınıf  öğretmenleri erkekti.ve bu öğretmenin gözleri küçük,kulakları büyüktü.Ve bu öğretmenleri sınıftaki çocuklara sık sık : -“Ben her şeyi görür,her şeyi duyarım” derdi. Zeynep bunu evdekilere anlatmış ve evdeyken zorunlu olmadıkça pek konuşmamaya başlamıştı.Bu öğretmenin eşi ise, Zeynep’in annesi gilin arkadaşıydı.Ve annesi bir gün konu konuyu açarken,gülerek Zeynep’in söylediklerini öğretmenin eşine anlatmış.Tabi oda öğretmen olan eşine aktarmış.Ertesi gün öğretmen sınıftayken : -“Bakın çocuklar, benim kuşlarım var.Onlar evlerinize girip,ne konuşuyor,ne yapıyorsanız  gelip bana söylüyor,ona göre !” Demiş. Zeynep’te her okul dönüşü evin bütün odalarını gözden geçirip, serçe arar,şayet pencere kenarına kazara bir kuş konsa,tek kelime etmez,kimse onu ne yapsa konuşturamazmış.

Zeynep 4.cü sınıfa geçtiğinde 1 yıllık yeni evli yeni bir bayan öğretmenleri vardı ve bu öğretmenin eşi orman mühendisiydi.Günlerden bir gün bu mühendis,dağda bir keçinin kurtarılması sırasında düşüp ölmüş. Zeynep ve sınıf arkadaşları baş sağlığı için öğretmenlerine gitmek istemişler ancak okul idaresi izin vermemiş. Bunun üzerine Zeynep’in önderliğinde bütün sınıf 1.kattaki dersliklerinin penceresinden sessizce atlamışlar ve tek sıra halinde kimse konuşmadan öğretmenin evine gitmişler .Öğretmen öğrencilerini görünce çok sevinmiş,onlarla ilgilenmiş ve çok ağlayıp,tek tek sarılmış her birine.Ve sınıf gene Zeynep’in başkanlığında tek sıra halinde okula dönmüşler.Okul idaresi bu usulsüzlüğe rağmen ceza vermemiş öğrencilere.  

 

5.ci sınıfa geçtiğinde dedesini kaybeden Zeynep yıkılmıştı.Ve dede ölmeden önce şöyle bir vasiyet etmiş annesine : -“Bu yaşa kadar bu çocuğa babalık ettin.Artık gerçek bir babaya ihtiyacı var.Şayet bir gün ölürsem mutlaka evlenmelisin” demiş. Zeynep’nin annesi bu vasiyete uyarak Kemal isminde 5 yaşında kızı olan bir adamla evlenir.Yeni babası ile birlikte ilk önce İstanbul Koca Sinan’a yerleşirler. Bir müddet sonra oradan Bahçeli Evlerde yaşamaya devam ederler. Zeynep,iyi anlaştıkları yeni kız kardeşi İnci ile her yaz Tarsus’a giderlerdi.Ve sık sık birlikte oynarlar, birlikte gezerlerdi.Günün birinde annesi,ismini “Harika” koydukları kocaman bir naylon bebek alır onlara.İkisi Harika’yı canlı bebek gibi düşünüp, onunla annecilik oynar;bebeğin ağız ve alt kısmına delik açarak ağızdan su döküp,aşağıdan akıtırlar ve çocuk çiş yapmış gibi altını temizleyip, bezlerlerdi. Bebeği bazen kucaklarına alıp pış pışlayıp uyuturlar,bazende kendilerince emzirirlerdi. O yaşlarda İnci ile,meşhur olan Teksas-Tommiks gibi çizgi romanları okuyup, çizgi kahraman Kalamiti Ceyn gibi, anne-babaları evde olmadığı zamanlarda, sert pasta yapmaya çalışıp evi berbat ederdi.Bir gün anne: -“Ee kızlar, madem pasta yapmayı çok seviyorsunuz, size bu işin inceliklerini öğreteyim” Diye, ikisi yanına alıp öğretmiş.

Zeynep ve İnci o yaşlardayken Ramazan geldiğinde çok sevinerek,sahura kalkarlarmış.Ancak anneleri öğlene kadar oruç tutmalarına izin verir; -“Hadi ! Sizin orucunuz bitti !” Diye yemek yedirirmiş çocuklara. Zeynep’in  ilk okul yıllarında kaleme aldığı birkaç şiir o dönemlerde oldukça meşhur olan ve Kelebek Gazetesinin, Şiir sayfası yönetmeni Ümit Yaşar Oğuzcan’nın dikkatini çeker ve bu sayfada şiirleri yayımlanır.Ümit Yaşar Oğuzcan ayni zamanda annenin yakın komşularıdır Zeynep’in. Zeynep artık İstanbul’dadır.Ancak İstanbul’a bir türlü alışamaz ve kendini okumaya,yazmaya verir.Ve arada teyze oğlu ile sokakta bilye oynar ara sıra.Onun bu yazma yeteneğini Koca Sinan ortaokulu Türkçe öğretmeni de fark edip,annesini uyararak : -“N’olur,bu çocuğun üzerine düşün.Büyüyünce iyi bir yazar olabilecek kapasiteye sahip” Sözleriyle âdeta Zeynep’in geleceğini fark eden ikinci kişi olmuştur.

Sanırım Orta 2 yada 3.sınıftayken Zeynep’in hemen hemen her öğrencinin olduğu gibi bir anket defteri vardır.Ve yine her öğrenci gibi arkadaşlarına kendisiyle ilgili fikirlerini,düşüncelerini,tavsiyelerini yazmaları için verir.Ve hepimizin yaptığı gibi oda ailesinden saklar.Bir öğrencinin en klasik saklama yeri neresidir sizce ? Tabi,yatağının altı.O’da öyle yapmıştır.Bir gün annesi kızının odasını düzenlerken yatağın altına bakıp,defteri fark eder ve açıp içerisindekileri okur.Sınıfındaki bir öğrencinin bir anket sorusundan hareketle Zeynep’i kolundan tuttuğu gibi o erkek öğrencinin evine giderek,ailesiyle tartışırdı. Zeynep yerin dibine geçmiştir tabi.Tartışmaya sebep olan soruyu bu gün gibi hatırlayan Zeynep hanım, 

  -“Anket sorusu şuydu: sevdiğinizin en önemli özelliği sizce nedir? Çocuğun   

   cevabı:”kocaman gözleri”.

İşte sadece bu sorunun cevabı Anneyi harekete geçirmişti.

 

Saygı Değer Dostlarım,

Zeynep Hanımın anılarının Orta okul bitimine bakan penceresi burada sona eriyor.Dilerim kendisiyle uygun bir zaman aralığında,Lise ve sonrası hayatına ait anılarını bir gün konuşup,derleme ve sizlerle paylaşma fırsatı bulurum.

( ...zeynep...içimizden Biri...2.bölüm başlıklı yazı ılıkyağmurla tarafından 24.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.