“Vebal nedir bilir misiniz? Hak etmeyenlere makam mevki vermektir…” (Fatih Sultan Mehmet)

 

Tarihimizde, resmi otoritenin güdümüne girip ilahî ahkâmı arzu edilen istikamette tağyir ve tebdil etmemek düşüncesiyle devlet memurluğuna, yöneticiliğe ve makam mevkie getirilmemek için korkularından dolayı birçok âlim zevat kendilerini deliliğe vurmuşlardır…
 
Oysa günümüzde böyle mi?
 
Nice naehil kişi herhangi basit bir koltuk kapmak için kırk takla atmaktadır…
 
Kimsenin, ben buna layık mıyım, becerebilecek miyim, benden daha liyakatli olanlar vardır, dediği yok maalesef…
 
Bu makamda ben olmalıyım, bütün tanıdıkları devreye sokmalıyım, fırsatları değerlendirmeliyim, başkası benden daha mı iyi sanki diyerek öpmediği el-etek kalmamaktadır…
 
15 Temmuz’da milletçe maruz kaldığımız işgal girişiminin arka planına baktığımızda; çok önemli konumlara getirilen kişilerin tamamına yakınının, çalınan sınav sorularıyla, sahte evrakla, intihalle, alavere-dalavere ile ilgili makamlara yerleştiklerini veya yerleştirildiklerini görüyoruz…
 
Herkes bilir ki, hayat ve özellikle devlet işleri asla boşluk kabul etmez!..
 
Ferasetli olan ‘mümin de bir delikten iki kere ısırılmaz’ prensibinden hareketle, FETÖ operasyonları nedeniyle açığa alınan ya da tutuklanan kimselerin boşluğunu doldurmak için sırada bekleyen ehliyetsiz kişilerin olabileceğini görmezlikten gelmemek gerekir…
 
Bazı siyasi bağlantıları ve ilişkileri olan kimi oluşumlar ağızlarının salyalarını akıtabilirler bu boşalan kadrolar için…
 
İnancımızın da gereği olarak işi kesinlikle bilene, yani emaneti ehline vermek elzemdir.
 
Her nedense siyasi otoritelerin değişimine göre personel de şekilleniyor; bunu yaparken de işinin erbabı niceleri alaşağı edilip, torpilliler yerleştirilince istikrar sağlanamıyor…
 
Öyle kalıcı, yerleşik ve bünyemize uygun bir sistem oturtulmalıdır ki, iktidara göre değişen yapılar, yönetimler yerine istikamet üzere vatan, millet ve geleceğimiz için üstüne sürekli bir şeyler koyarak ehil ellerde kurumlarımız görev yapmalıdır…
 
Ancak bizim memleketimizde biz bunu nedense beceremedik!..
 
İdareciler, müdürler, yöneticiler işinin erbabı ve ehli olmasa da, bizden olmalıdır anlayışı değişmelidir artık diye düşünüyorum…
 
Bu düşüncemize karşı, efendim herkes böyle yapıyor, biz enayi miyiz ki, bizden olmayanlara idareleri, yönetimi bırakalım, gibi bir savunma; yanlışı yine yanlışla düzeltmeye kalkmak demektir…
 
Yapılacak olan belki şunlardır:
 

·         Görev istenmemeli, verilmelidir!

·         Hiç kimse ehil olmadığı makama talip olmamalıdır!

·         Herkes en iyi bildiği işi yapmalıdır!

·         Emanette ihanetin vebalini bilmelidir!

·         Siyasi kadro en liyakatli ve ehil olanı değerlendirmelidir!

·         Hamili kart yakinimdir devrini çoktan aşmış olmamız lazımdı!

·         İdarecileri, idare edilenler belli bir süreyle seçip, memnuniyetsizlik halinde de değiştirebilmelidir!

·         İdarecilik aslında sınavlarla elde edilebilecek bir vasıf değildir; seçim, şura ve istişare çok önemlidir!

·         Benden olsun da zamanla öğrenir mantığı yanlıştır; çünkü millet olarak kaybetmeye zerre kadar tahammülümüz yoktur!

·         Makam ve mevkilere getirilen kişilerde her şeyden önce ciddi bir otokontrol mekanizması gelişmiş olmalıdır!

·         Denetim ve kontrollerin kesintisiz yapılması kaçınılmazdır!

·         İhanet içerisinde olanlara asla müsamaha edilmemelidir!

·         ‘Devletin malı deniz, yemeyen domuz’ düşüncesinde olanların derhal ayıklanması gerekir!

·         Bürokrasi tepeden tırnağa gözden geçirilmelidir!

·         Her şeyin başı mademki eğitimdir, eğitime artık iyi bir neşter vurulmalıdır; bu kadar sapık, bu kadar hain zembille gökten inmedi ya!

·         Eğitimde süreklilik esastır ve tarihimize, kültürümüze, inancımıza ve geleneklerimize uygun olmalıdır!

·         Özellikle üniversite öğrencileri için gerekli olan yurt, pansiyon ve kültür merkezleri gibi altyapılar hazırlanmalı ve vatandaşın çocukları o, ya da bu vakfa, derneğe, cemaate muhtaç edilmemelidir!
 

Sözün özü şudur:

 

“Gerçekten Allah size, emanetleri ehil olanlara vermenizi ve her ne zaman insanlar arasında hüküm verecek olursanız, adaletle hükmetmenizi emreder. Evet, Allah size ne güzel öğüt veriyor. Allah mutlaka her şeyi işiten ve her şeyi görendir.” (Nisa Suresi, 58)

 

Selam ve dua ile…

 
 
MFK
( Emaneti Ehline Vermek başlıklı yazı MFK tarafından 23.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.