Kahverengi gözlerin neden
dalgın ve üzgün?
Sarmalamış çehreni, derin
gölgesi hüznün!
Dağılmış sarı teller,
toplanmış özensizce,
Sinende ateş mi var, yanıp
duran sessizce?
Nedir perişan halin, niçin
eğdin başını,
Kimler zehir eyledi, ekmeğini
aşını?
Gözlerine çiyleri, dertlerin
mi düşürdü?
Görseydi bu halini, gülşen
bile üşürdü!
Kendini mücrim sanıp,
vicdanını dinleyen;
Kıvranan bedendeki, ruhun
mudur inleyen?
Sessizliğe bürünmüş, yüreğin
kırık mıdır?
Titrek omuzlarını, sarsan
hıçkırık mıdır?
Geceler hafakanlı, yastığın
taştan mıdır?
Beyaz örtüsündeki, lekeler
yaştan mıdır?
Süzülmüş damla damla,
yanağında iz olmuş,
Güneşi kıskandıran gül yüzünü
soldurmuş.
Kâbusa mı dönüştü, hülyaların
ansızın,
Derin pişmanlık mıdır,
yüreğindeki sızın?
Kapanıp da içine, bunca sukutun
neden?
Yoksa fail ben miyim, ben
miyim asıl neden?