Duâ mı ayîn mi hangi kurtuluşun yolundan gidildiyse sonunu cehennem çıkardılar, finali hüsrân
doğrudur
saçlarından tutun ki tırnak uçlarına kadar
ciğerlerinden tutun
kâlbinin tenhalarına kadar kırıldığı bir kadının
döküldüğü geleceğinin yapraklarından / takvim takvim
ağladığı bir ana yüreğinin
pınarı ceylansız kalan kutsal bir çeşme misâli
ve bir babanın çaresizliği
makamı zılgıt, ılgıtlıca seherleyin
bir adamın
şiirler boyu beklediği sevdiğini
bir üfürümlük sûr gibi
israfili beklemeden aceleciliği insanların
kitabı tersten
kalemi sivri böbürgen
ağır ağır beyhûde savurup
öğütüldüğü de hayatın hoyratça
doğrudur kul yapımı değirmenler de
kırıldık dediğimiz insanlara
kırdıklarımızı es geçip
kendi mâhşerimizi kurup, kendi yargımızda berât ederek
sulara basmadan geçip
hatta bile isteye
kaderimizi hep bir santim kısa biçip
suçu feleğe attığımız da doğru,
bakın kayıtlara
onlar bile suçludur
yetinseydik oysa
bağrımıza koyulan sevda fidanıyla
bir sıra vefâ bir sıra âşk örseydik belleklerimize
sökülmeseydik kenetlendiğimiz iklimlerden
ayrılmasaydı tırnaklarımızdan et misâli doğrular
yanmayacaktı canımız bu denli
sızlamayacaktı vicdân
şimdi bir ok sayın tüm doğruları
bir yay dilinizdeki eyvâhlar
fırlatın kâlbinizin tam ortasına
nasılsa güvenimiz de yeterince sağlam yer var
âh o insan postlu kurtlar
gülü bülbüle haram kıldı mantığınız
sefasında ölebilirsiniz şimdi sevincinizden
diz çöküp yalandan af da dileyebilir
planlar yapabilirsiniz
yaşarız sandığınız düzmece yarınlara
farzedin uyuyor hâk'kın sahibi şu aralar
herşey serbest farz edin
henüz mâhşer öncesi zaman, hasıraltı haksızlıklar
yazık edilmiş birkaç umudu da ezerek
örtün gözlerinizi egonuzla
ve tekil gruplar hâlinde
çoğul sancılarınıza d'öğünerek
ilerleyin.
az öteniz mâh'şer...
1pazarserzenişi / Temmuz-2016/Z. Nâr