Bahçede nöbetçiydim uzaktan öğrencileri gözetlerken bacaklarıma bir şeylerin dolandığını hissettim ve bir de baktım ki o, bir şeyler söylüyor aşağıdan fakat biraz da gürültüden anlamıyorum, eliyle işaret ederek eğilmemi istedi ve kulağıma:
 

-           Sizi öpebilir miyim öğretmenim?  Ben de elbette ki, yanaklarımı öperken de sizi çok seviyorum. Çünkü biliyorum ki, siz de bana değer verip, benimle ilgilenip kitap hediye etmiştiniz. Bunu sevmeseydiniz yapmazdınız, dedi.

-          Ben de aynen öyle, seni çok seviyorum, sen benim en sessiz, saygılı, edepli ve çalışkan öğrencilerimden birisin…

-          Öğretmenim biliyor musun annem-babam bile hep diğer kardeşlerimi seviyorlar, beni ayırıyorlar ve her şeyin en güzelini de onlara alıyorlar. Niye ki ben farklıymışım, değişikmişim, çirkinmişim… Ama öğretmenim, beni Allah böyle yaratmış, ne yapabilirim ki? Hem dünyaya ben kendi isteğimle gelmedim ve ben de yine o anne-babanın çocuğuyum… Ben böyleysem suçum ne?

Uzun oldukça esmer bir yüze, kıvırcık saçlara ve kalınca dudaklara sahip kara-kuru bir kızdı Beren…

-          Kızım, sen fiziğin itibariyle diğerlerinden farklı olabilirsin ama pırıl pırıl bir yüreğin var, tertemiz duygulara sahipsin, kimseler hakkında kötü şeyler düşünmüyorsun. Belki küçücük yüreğinde koca fırtınalar kopuyordur ama anne-babanın bile hesaplayamadığı derecede en üstün fıtri duygularınla seni de Allah’ın takdir edip böyle yarattığını düşünecek kadar benim gözümde çok farklı ve üstün bir yerdesin.

-          Siz bambaşkasınız öğretmenim ya! Sanki içimi okuyorsunuz, sizi dinleyince kendimden geçiyor ve çok mutlu oluyorum. Benimle ilgilenen, değer veren ve dinleyen tek kişisiniz… Sizi yine öpebilir miyim, diyerek ellerini kaldırdı ve ben başımı eğdim yanaklarımdan uzun uzun öpünce sımsıkı sarılıp bağrıma bastım, ikimizin de gözyaşları akıyordu… Derse giriş zili çalmış bahçede birkaç öğrenci kalmıştı…
 
Sınıf arkadaşları da kendisini dışlamış, arkadaşlık edeni de olmayan Beren, sürekli arka sıralarda oturuyor ve ben dersine girince gözlerinin içi parlayarak dersi dinliyor ve belli ki, rahatlayıp mutlu oluyordu. Âdetim olduğu üzere her sınav sonunda başarılı olan öğrencilerime muhakkak kitap imzalayıp hediye ederdim.
 
Birinci sınavı da oldukça yüksek olan Beren kızım ikinci sınavda en yüksek notu alarak birinci olmuştu. Kendisiyle özel ilgilenmiştim.  Tahtaya çağırıp öğrencilerin huzurunda onure edip yanaklarından öperek kitabı imzalayıp verdim…
 
Beren’in içindeki sevinç açıkça yüzüne vuruyordu…
 
Haftada iki saat dersim vardı onun bulunduğu sınıfa. Bir gün bana dedi ki, öğretmenim bütün derslerimize siz gelseniz olmaz mı?.. Öyle de olmaz ki, diğer öğretmenlerin de derslere girmesi gerekir çünkü herkesin ayrı ayrı branşı var, diye cevap verdim.
 
Nöbetlerimde yanıma gelir sürekli sorular sorardı, öyle ki soruları boyundan kat be kat büyüktü. Anlayacağı şekilde izah ederdim, o da nefesini tutup içtenlikle dinler ve rahatladığını hissettirirdi.
 
Ona, bak kızım Yüce yaratıcı elimiz için beş parmak vermiştir ama biri diğerine benzemez ama bu farklı parmaklardan işlerimizi gördüğümüz bir el meydana gelmiştir. Her bir parmağın şekli boyu ve işlevi farklıdır; hepsi uyum içerisinde elde birleşmiştir öyle değil mi? Diye sorunca keşke herkes sizin gibi düşünüp de gerçekleri bu şekilde ortaya koyup kendi hakkına razı olsa diye karşılık verdi.
 
Asıl güzellik, iç güzelliğidir, iyi niyettir, paylaşmaktır, hoş görmektir, kalp temizliğidir, ayıp ve kusur araştırmamaktır, hakkına razı ve kendisiyle barışık olmaktır, kötü zanda bulunmamaktır, diğer insanlara ayna olabilmektir gibi şeyler anlatınca, siz ne güzel konuşuyorsunuz; sizi dinleyince kötülüğün, kıskançlığın, kavganın, dedikodunun olmadığı bambaşka bir dünyaya gidiyorum sanki öğretmenim, diyordu.
 
Tayinle o okuldan ayrıldım, irtibat koptu, şimdi ne âlemdedir bilmiyorum ve özlemedim desem yalan olur.
 
Rabbim sonsuza dek o kızımızın yüzünü güldürsün ve sevdiklerinden eylesin…
 
Yolun ve ufkun açık olsun Beren. Seni de Allah’tı veren. İşte O Allah yâr ve yardımcın olsun e mi?
 
Seni en çok seven öğretmenin…
 

 

MFK

 

( Beni Allah Böyle Yaratmış başlıklı yazı MFK tarafından 28.06.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.