İÇ POLİTİK DİNAMİKLER

DIŞ POLİTİKA PEYKİNDE….

       Devlet mekanizmasının işleyişi emir komuta zincirinin bağlı olduğu ve adına hukuk dediğimiz kurallar bütünü oluşturarak ve oluşmuş olana uyarak  işletir…Bu sebeple sürekli yenilenen ve mutlak kuralları acısından da yinelenen bir yapıdır.İç politik dinamikler ,bağımsız olup olmamasına göre kuralların geniş veya dar olarak yorumlanması sonucuna hizmet eder.

       Muhalefet partileri-sendikalar-dernekler-basın-doğru bilgilenmiş örgütlenmemiş kimselerden oluşan kamuoyu sivil kısımda yer alan dinamiklerdir

      Devlet mekanizmasının içinde yer alan askeri sivil bürokratlar ise bünye içi dinamiklerdir.

      Bu iki kulvar da aykırı haller mekanizmanın ölçülü işlemesine engel teşkil eder. Senden benden anlayışı ile aykırılıklar giderek artarak mekanizma işlevsizleşir..

         İşlevsiz mekanizma  ,dış müdahelelere acık hale gelir. Her dış etkenden bir medet umma haline dönüşerek en basit örgütlü hal olan bir dernek yönetiminin gösterebileceği etkin ve etkili yönetimi ve basireti gösteremez.Mesela;Kıbrıs Barış Harekatı düzenlersin ama devlet içerisinde Özel Kuvvetler isimli birimin maaşını bir başka ülke öder,başbakan olarak senin bundan haberin olmaz. Ya da Hukumetın bulunduğu şehir işgal edilir ,senin medet umduğun yer bir başka ülkenin başkenti olur.

         Osmanlı İmparatorlugu’ nun son halleri,12 Eylül öncesinin halleri hatırlandığında ;Kadı olmak için liyakat yada belge olmaksızın iltimas ve ilişki diplomasisi sizin görev ve yetkilerinizi belirliyordu.Ya da ögretmen olmak için eğitim fakültesine gitmenize gerek yoktu.Öğretime devam etmeden 30 gün içinde diploma alabiliyordunuz. Veya Suç işlediğinizde polbir- polder üyesi olmanız mahkemeye çıkmanızı ,delil durumu gibi hangi hallerde çıkacağınızı belirliyordu..

       Hal böyle olunca aykırılıklar artıp ,aykırı haller sistemin kendiliğinden yada mudahele ile ortadan kalkması neticesini doğuruyor.Tıpkı aykırılıkların günümüz Türkiye sinde olanca şekli ile belirlenmesi belirlenmesi gibi .Perşembenin gelişi Çarşamba dan belliydi…Okumasını bilirsen..

        12 Eylül ihtilal sonrası askeri ve sivil bürokrasinin bir kısmı

       -Tüm iç dinamikleri dağıtmış

       -Kendi öngörüleri  ve  o günkü dış tehditler i  baz alarak

bir kısım faaliyetler de bulunmuş kendince iç dinamikler oluşturmuştur.

        --Hukuk tarihi bugün kü kadar olmasa da  sıfırlanmış

       -- Liberal ekonomik tedbirlerle yeni bir anlayışı TC  nin bünyesine zerketmişlerdir.

Tabi ki bu anlayışın zamana ayak uydurmanın dışında domino etkisi ile doğu Avrupa ülkelerindeki yansıması GLASNOST  ile SSCB nin dağılması ve ortaya çıkacak hallerde  iran-Afgan tipi şekil sel müslümanlıga adapte olacak bir ülke dizaynın fügüranları olduğunu o zamanı kudretli paşaları bile belki de bilmiyordu. Bilseler ogün, Diyarbakır cezaevine kürtçe den başka dil bilmeyen anayı oğluyla konuşmasına yasak getirmezlerdi.

            Buna göre ;O

--Ortalama bir Türk tipi oluşturmalı

        -Dini değerlere sahip olmalı

        -Basarısız olunması durumunda kuzeydeki  kominist tehlikesi Anadolu topraklarında vücut

          bulmasın.

         -Bankerler kolayca türeyebilmeli ki sermaye birikimi ufak yerlerden bir havuza dökülerek

           toplansın,

         -Kardeş kardeşi öldürdüğüne göre bütün muhalefet partileri suçludur, kapatılıp sıfırdan yeni

           partiler kurulsun,

        -Yönetimin meşruiyeti için dış ülkeler nezdinde diplomatik kaidelere uyulup Yunanistan gibi Nato

           dan atılmış ülkenin yeniden girişine cevaz verilsin

           Mevcut İç dinamiklerin tüketilip yerine yeni dinamiklerin tohumu atılmıştır.

           İhtilal iradesi,devletteki Kurucu iradenin organik yapısı CHP , içinde ayrılıkçı unsurları barındırdığı için gözden düşmüş tukaka  olmuş tu.

           Örgüt-sol-ülkücü-sendika  gibi  kavramlar öcüleştirilmiş, yeni dinamiklerin önü sorunsuzca açılmıştır.Prens –mütedeyyin gibi kelimeler trend olmuş, Ak saclı devlet yöneticiliği ilkellik olarak algılanmaya başlamıştı. Cezaevleri öğrenim hayatı sıfırlanmış üniversiteli gençlerle doldurulmuş silahla yatıp silahla kalkan çocukların cezaevi hayatı sonrası örgütlenebilme ve silah kullanabilme özelliklerini  iç dinamiklerin bayagılanması aracı olarak kullanılmıştır.İşsiz avare takımında ekmeksiz bırakılan gençler tek seçenek silahı kullanmasa bile kabzasını görenlerin pelteleşmesi ve bunun paraya tahvilini görünce bir kısmı yoldan çıkmış ve iç ve dış istihbaratın kullanımına acık hale gelmiş ve sistem iki taraflı kullanmıştır. Ama asıl olan iç dinamiklerin eritilmesidir.

          İlk özelleştirme atakları ile yabancılaştırma bu şekilde geçekleşmiştir Tıpkı 2002 devriminde olduğu gibi..2002 inin ayak sesleri 12 Eylül 1980 de ortaya cıkmıştı.

         20/02 devrimini 1980 yılında hazırlayanlar 1999 hükümetine Kemal DERVİŞ i monte  ederek

-yeni kurumlar oluşturulmuş

-sıkı para politikaları ile milletin burnundan kan getirtilmiş,

-yaşlı siyasetçiler yaş ve hastalık problemleri ile ekarte edilerek zorunlu emekliliğe sevk edilmiş ----------kemikleşmiş merkez sağ partileri birleşme gibi araçlarla refüze  edilerek, kadükleştirilmiş

ekonomi gibi gösterilen kriz hali siyasal neticeye bağlanması öngörülmüştür. Tıpkı  kuyruklarla gelinen 12 EYLÜL gibi

          Uygulanan poltikalar ,12 Eylül öncesinin iç dinamiklerinin ekarte edilmesi onların ortadan kalkması sonucunu elde edemeyince ;l didişme dönüşme gibi araçlarla pasifizasyonu  sağlanmış dikkatleri farklı noktalarda toplanarak asıl ideolojik duruşları çürütülmeye çalışılmıştır.

           Türkiye de gelinen nokta didişme ve dönüşme siyasetinin bir kenara bırakılarak duruş siyaseti ile batı peyki haline gelen iç dinamiklerin önüne set çekmek olmalıdır.

           CHP VE MHP  üzerinde oynanan oyunların tümü kendi iç dinamiklerini oluşturan ve batı emperyalizminde bir beis görmeyen  yapının ,kendisine tehdit olarak gördüğü milliyetçilik ve Atatürkçülük komple ortadan kaldırmak ve buna dayananları da suç örgütü üyesi haline dönüştürmektir.

           UYURSAN ÖLÜRSÜN

                  

( İç Politik Dinamikler..dış Politika Peykinde başlıklı yazı HALİLİ tarafından 17.06.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.