Okunmayan kitap: sızlar
-“kitap okuyabiliyor musun?” diyorum
dostuma
-“hayır” cevabını alıyorum
-“neden okuyamıyorsun?” diye sorduğumda
ise:
-“vaktim kalmıyor” diyor
-“tv’den,
maçtan, aşktan, sevgiden, koşmaktan, internetten,
oyundan, eğlenceden, siyasetten, işten mi?”
diye nedenini
sorduğumda ise:
Gülerek
susuyor dostum. Çünkü ihtiyaç hissetmiyor.
Zor geliyor, zaman kaybı, boş işler olarak şartlanmış adeta.
Çünkü
anında para kazandırmıyor. Cüzdana bir şey girmiyor.
Oysa
ki okuyarak genel kültürümüzü, bilgi birikimimizi,
arttırırsak,
sözde okumuşların her söylediğinin, sorgulamasız
doğru
olmadığını, bilimsel ve vicdani bir temele dayanmadığını
görebiliriz.
Mutluluk ve yaşam kalitemiz artar.
Çalışma
verimimiz yükselir.
İnsanları,
toplumu, değer ve kavramları, olması gerektiği gibi
tanımış
oluruz.
Tattığımız,
sahip olduğumuz, öğrendiğimiz güzellikleri başkalarına
da
önerme fırsatı doğar.
Modern
toplumun oluşmasına olumlu katkımız olur.
Zihnimizde
ve gönlümüzdeki vicdani ölçü, kriter daha tutarlı olur.
Problemli
kişiler; yanlış kurulan mantık, düzen ve sistemin
ürünüdür.
Kişilerden önce, sistemi sorgulamayı öğrenir,
Olumlu
katkı sağlayabiliriz.
Davranış
bozukluğu olanları kolaylıkla tanır, empati yapar,
onlara
kızmak yerine, yol gösterici öneriler sunabiliriz.
Mantığımızı,
felsefemizi, bakış açımızı, niye başkaları
İpotek
altına alsın ki?...
Beynimiz,
vicdanımız bağımsız düşünme ve karar vermek
için yaratılmamış mı, neyimiz eksik?..
Psikoloji,
sosyoloji, felsefe, edebiyat, tarih,
Davranış
bilimleri, kişisel gelişim, manevi ilimler,
Roman,
hikaye, anı, gezi notları, bilimsel makale…
Hangisine
daha çok ilgi duyuyorsak sıraya koyup
Bir
yerden başlayabiliriz okumaya.
Ne
dersiniz?...
Ali
Rıza MALKOÇ
17/06/2016 Samsun
#armozdeyis