Online Üye
Online Ziyaretçi
Sıkıysa
sen anlat
Her
eylülü Nisan zannedene
Rüzgara
bırakılmış bu zat
Yağmur
yağmış öylesine
Akşam
serinliği hafiften
Kimin
umrunda hasat
Bir çam
ağacı gölgesinde
Yaprak
dökülmeden
Geçmiş
onca saat
Kolaysa
sen çıtlat
Her
hazanı bahar sanana
Aleni
sarı bir tuluat
Ne desin
kıskanana
Gece
karanlığı dipten
Gözlere umarsız bir vaat
Kahvesine
çayına
Sadelik
sinmiş zaten
Az hüzün
kat
Ya onda
ya bizde kabahat
Bir ömür
verilmiş sancısı
Dilinde
aynı nakarat
Hani
ebedi güz hancısı
Bir ona
sanki emaneten
Solan
aşkı tam bir vukuat
Mısralar
bozacısı
Öyle ki
tek çiçekle yetinen
Boşa
giden bir hayat