Yine geldi geçti bir
Anneler Günü. Her gün hatırlanması gerekenleri ve akıldan hiç çıkarılmaması
gerekenleri bir gün de olsa hatırlamak ve hediyelere boğmak bize ters olsa da kapitalizme ve onun çarklarının dönmesine ters değil. Peşine de haziran ayının
üçüncü haftası Babalar Günü kutlanacak biliyorsunuz. Orada da millet harala
gürele alış veriş merkezlerine koşup duracak. Alışveriş Center de diyorlar da
ben Center yazısını senter diye okuyorum, okuyorum da ne oluyor, yine kimse
Alışveriş Merkezi yazısı yazmaya yanaşmıyor ve güzel Türkçemizi
katlediyorlar...
Çoğalsın çoğalsın bu özel ve tüzel günler hatta senenin üç yüz altmış beş
gününde bile mutlaka kutlanacak bir günümüz olsun. Anneler gününü
kutluyorsunuz, babalar gününü de kutluyorsunuz, hani dedeler günü, hani nineler
günü, babaların annelerin canı can da dedeler ile ninelerin canı patlıcan mı?
Değil mi ama? Sonra dedeler günü ayrı ayrı kutlanacak, öyle olması lazım bence.
Bir insanın hem anne tarafından hem de baba tarafından iki dedesi olduğuna göre
birer hafta arayla mesela iki dedeler günü yapmaları lazım. Aynı şekilde
nineler günü de iki kere olmalı babaanneler ve anneanneler günü diye o da birer
hafta arayla iki kere değişik bir zaman diliminde kutlanabilir.
Sonra teyzeler günü ve halalar günü, hadi bakalım onlara da bir gün yapmazsak
onlarda darılmazlar mı; hem de ne darılırlar. Ne şanslıyım benim hem halam var
hem de teyzelerim var, kaç kere kutlayacağım bu özel günü. Amca ile dayılara
geldi sıra. Teyze ile halaya yap özel ve güzel bir gün, amca ile dayıya yapma
hiç olacak iş mi yani?
Bacanaklar, kayın biraderler ve baldızları hiç unutabilir miyiz? Ben de çok
şükür ki üçü de mevcut. Allah var hepsini de severim. Tamam, belki hediye
yetiştiremeyeceğiz böyle özel günlere olsun ne yapalım feda olsun hediyeler
baldızlara, bacanaklara ve de kayınçolara. Hepsinden de Allah razı olsun.
Enişteler vardı bir de. Ben deniz de enişte olduğum için aynı zamanda ucu bana
da dokunuyor enişteler gününün. Herhalde bizi de görürler bu eniştelerin çok
özel gününde. E, kolay mı eniştelik hem de bu devirde. Bir sürü de siyaset
içinde milli eniştelerimiz var iken...
Kabotaj Bayramı vardı bir de değil mi? Patinaj bayramı olsun bir de kış
aylarında. Ocak ya da şubat da kutlanabilir ne bileyim? En çok insan kış aylarında
kar da patinaj yaptığı için o aylarda kutlama programına alınabilir. Mizah
yollu sabotaj bayramı da olabilir. Sabotaj derken içinde terör olayı olmayıp,
birbirlerine şaka yollu dokundurmalar ile kutlanabilir bu bayram. Bahar
aylarına bisikletleri depodan çıkartma bayramı olarak da bir bayram
düşünülebilir. Patates kızartmasını çok seven çocuklar için yılın herhangi bir
günü patates bayramı diye de bir bayram icat edilip kutlanabilir. Bu da haliyle
patatese olan ilgiyi ve sevgiyi artıracak, manavlara da ekstra kazanç kapısı
olacaktır. Hatta patates bayramı sene de iki kere kızarmış patates bayramı ve
çiğ patates bayramı olarak da kutlansa olur yani...
Düşünen Adam Bayramı diye de bir bayram olsa mesela. Rodin'in düşünen adam
heykelini de logo olarak kullanabilirler bu bayramı kutlayacak arkadaşlar,
ancak düşüncesizler de alınır mı bu bayrama? Düşüncesizler bayramı olarak da
ayrı bir gün bayram düşünülebilir lakin sanırım bu bayram bizim ülkemizde hiç
kutlanmaz biz de hiç düşüncesiz adam olmadığından, yanılıyor muyum? ''Düşün
düşün ...ktur işin.'' özlü sözümüz bile var değil mi? Düşünsenize düşünmek çok
..oktan bir iş ise niye düşünsün ki benim insanım?
Allah'a dua ediyorum ve siyasetçilerimizden de rica ediyorum. Lütfen Allah'ın
her gününe bir bayram ya da özel gün ortaya çıkarın bundan sonra. Esnafımızın,
tüccarımızın para kazanması, vergi vermesi, o toplanan vergilerinde
kalantorlara kredi olarak gönderilmesi lazım ki kapitalizmin çarkları dönsün.
Her gün bir özel günümüz ya da bayram kutlansın mutlaka memleketimizde. Aslında
deliye her gün bayram da demişler de, iyi mi etmişler kötü mü etmişler, orası
meçhul işte. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...