Hazanı resmettim baharın miladı iken

Mayısın tam da ortası.

İşkillendi kırlangıçlar ve beyhude bir tekerleme

Takıldı diline sevi iken içinden çıkamadığım

O hazin pencerenin pervazında

Yetim düştüğüm esrikli düşlerim.

Soldu mizacı yenginin,

Takıldı yelkovan görünmez iken

Zamanın iz sürdüğü o sarkacın indinde

Sarpa saran hezeyan yüklü özlemlerim.

Mimlendi zaman,

Mimlendi sevda:

Gömülü sarnıcın kuytusunda

Esir düşen kim bilir hangi ölümlü imge?

 

Düş perisi sağdıcıydı kaderin,

Dememle yarıldı gök kubbe

Ve peyda oldu en sefil rüyam,

Kambersiz düğün olur mu misali,

Teğet geçti yürek

Düşmüşken yolu nazenin bir aşka.

 

Geceden korkan hangi yıldızsa

Göz kırptı usulca yine de maharet bildi

Sessizliğin kuytusunda konuşlanan

Rehavet yüklü bir gizem iken

Ayın parlak ve vakur ıslığı.

 

Gönülsüz müydü de yoksun kılındı zaman

Sarkacın gümbürtüsünde

Yoldan çıkan kim bilir hangi sevda da

İndinde sezinlediği buğulu bir masal

Kayıp döngünün iflah olmaz en berduş imgesi:

Sağaltan yaraları yine

Dilimin döndüğü kadar

Pervazına tırmandığım menkıbenin

Kim bilir hangi simgesi,

Gözlerden ırak bir var oluş kadar

Siteme mahal veren bir rütbede

Sırtımı sıvazlayan yalnızlığın.

 

Ukde kalan son bir tekerlemeden ibaretim aslında

Ve muaf tutulduğum o günce,

Olmaz mı hikmeti;

Hem de nasıl bir rahmetse

Yalnızlığın yüreği burkan tınısı.

Söz bir Allah bir, dememle

Tabi olduğum şu döngüde,

Kala kaldım belki de en vakur

Ve en sırdaş imgede takılmışlığı aklın,

Artık nasıl bir hezimetse,

Düş pazarında ceplerime doldurduğum

Ölümlü üç beş sergüzeşt ve beyhude

Tekerlemede ısmarlarken mutluluğu,

Rast geldiğim kaderin

Çatık kaşlı rehaveti çökmüşken omuzlarıma,

Kaldıramadığım onca yükte

Varsıl bir gölgeyle rastlaşmışlığım

Değil mi ki yüreğin kırık tekeri?

 

Yine kaldı yolda hem de mabet bildiğim

En demli sevgide yoldan çıkmışlığı kadar

Akla zarar bir tümcede

Dirayetsizliğine sarıldığım aklın

Can pazarında tokalaştığım kaderin

O sözsüz ıslığında vuku bulan

Nasıl bir kerametse,

Safran sarısı bir düşte kaybolmuşluğumdan

İbaret olsam keşke

Ve saflığın dibinde konuşlanan

Şu çocuk sevinçlerimden arda kalan

Bir resmi donatsam baştan aşağı

Yüreğime sığan o mizacı nasıl da sıcak

Bir esintiden sızan bir hutbe ise,

Dilimden düşmez iken sevginin niyazı.

 

( Sessizliğin Kuytusunda... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 25.05.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.