Bu gece saat üçte, uykuya dalýyorken,
Rüyana kapý çalsam, gülerek açar mýsýn?
Yýldýzlar beste yapýp, ay udu çalýyorken,
Yoksa gelme diyerek, sitemler saçar mýsýn?

Yemyeþil ovalardan, geçiyorken el ele,
Gökkuþaðýný taksam, vecd ile ince bele,
Bir saba makamýnda, hasret gelmeli dile,
Turnalara ip atýp, ardýndan uçar mýsýn?

Henüz sabah olmadan, henüz rüya bitmeden,
Ýçimde kýpýrtýlar, beni benden etmeden,
Çiðdemler uyanmadan, ay uykuya yatmadan,
Ruhumu kâse yapsam, uzanýp içer misin?

Karanlýðý yýrtarak, gelirse Huma kuþu,
Nefesiyle verirse, bize deðiþmez huþû,
Aþmayý diler misin, Kaf olsa da yokuþu,
Maviye katran sürüp, geriye kaçar mýsýn?

Hafif bir esintiyle, esmeli seher yeli,
Âlem bizde görmeli, nasýlmýþ vefâ seli,
Geceden ta sabaha, yanmalý sazýn teli,
Mýzrabýmýn içinden, ses olup geçer misin?

Dilimde eski þarký, tepemde eski buhar,
Bin bir renge bürünüp, gülümsüyorken bahar,
Sokak lambalarýna, taþ atýyorken Nehâr,
Makberî’yi küstürüp, yanýndan göçer misin?

Makberî – Ahmet Akkoyun……09/12/2009……23:00…..Ýst