Güvendiğin dağlara kar yağacak
Sabır, kanatların olacak sükut u hayale uğrarken
Acıların sabrının azığı…
Gün gelecek,
Sabrın sonu selamete erecek…
Sabreden derviş, muradına erermiş ya...
İşte uğurluyorum seni son yolculuğuna
Bir çocuğun kınası unutulmuş saçlarını okşayarak
Ve o melun hastalığın açmana engel olduğu gözlerinden öperek….
Her son bir yolculuktan ibarettir;
Her başlangıç ağlamaktan…
Bir yerlerde kavuşacağız belki de,
Belki de unutacağız birbirimizi,
İkisi de önemli değil,
Gene de beklemek gerek o günü sabırla.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.
Aşk, yaşı, başı ne olursa olsun,
gözlerinde henüz doğmamış çocukların silüeti görünen
bir insanı sevmektir.
Aşk, kavuşmak üzre kurgulanmış bir bekleyiştir.
Sabırla bekleniliyorsa giden,
sabır onu elinden tutup getirecek,
koyacak önüne;
belki de diz çöktürerek…
Selamet sabrın meyvesi.
Sabırla; koruk, helva; dut yaprağı, atlas olur.
Uzun yolları doldurmuş kış.
Yol almanın yolu
yol arkadaşlığıdır sabrın,
çektiklerine bedel bu...
Sabreyle işine, hayır gelsin başına.
Acıların menbağı acılardır.
Hayat sürüyor kavgasını vererek bir şekilde.
Gaddar bile sabretmek zorunda vicdanına.
Aşka da zaman olacak elbet.
Adamı avucuna almak için beklemekte sabahı.
Sabah olup da uyanmaya görsün,
Uyku mahmurluğunda yakalar ilk önce,
Adanmın en zayıf anında.
Hayat mücadelesini veremeyen
acıların kefen cebinde gömecek aşkları,
binlerce şiiri yanında götürerek.
Hayatın tadı tuzu mu olur şiirsiz?
Hayatın koynuna gene sabır taşıyacağız anlaşılan…