Gündemde kalmak, göz boyamak veya başka türlü görünmek için başvurulan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır bu sloganik yapı.
 
‘Çarpıcı ve kısa propaganda sözü’ diye tanımlanan slogan; mesele her neyse de, başlığı atıp altını bir nevi boş bırakma hâlidir.
 
Neredeyse her sektörde uygulanan bu yapı, kimi zaman hamaseti de kamçılayarak bir nevi rahatlama sağlamaktadır(!)..
 
Ticari alanda alışverişi canlandırmak, ürünleri tanıtmak ve müşteri çekebilmek için dikkatleri cezbetmeye yönelik bir takım sloganlarla yapılan reklamlar da bu kabildendir.
 
Siyasi alanda sloganik yapı, daha da ön plana çıkmaktadır… Öyle ki, birçok siyasi oluşumun tepeden tırnağa faaliyetleri bir takım sloganlardan ibarettir. Ne bir proje,  plan ve ne de bir hedef söz konusudur.
 
Sosyal hayatın her alanında, işin belki vitrin kısmını oluşturan sloganik yapı sürekli kendini göstermektedir.
 
Günümüzde davasını, düşüncesini, inancını ve kısaca işini sloganlarla yürütme modası sürüp gitmektedir.
 
Başka spor dalları yokmuş gibi dünyaya dayatılan futbol taraftarlarının küfür ve hakaret içerikli sloganları da ayrı bir konudur.
 
Müslümanlar arasında da vaziyet, farklı grup, dernek, vakıf ve cemaat oluşumlarıyla bariz bir şekilde sloganik yapıya bürünmüş bulunmaktadır.
 
Dini cemaatlerin amelden, ihlâs ve takvadan yoksun bölük pörçük hâli, birbirleriyle restleşmeleri ve ötelemede bulunmaları neticesinde iş sloganlara kalmıştır.
 
İslam adına ortaya çıkıp da tekbirler eşliğinde Müslüman öldüren bazı Siyonist güdümlü eblehler de, dinî sloganların arkasına gizlenip birçok bilinçsiz kimseyi aldatarak sözüm ona cihad etmektedirler.
 
Yine dinimiz açısından oldukça vahim bir durum olan ve söylemde kalan amelsiz Müslümanların ahvali de oldukça düşündürücüdür.
 
Kimi aklını ona-buna kiraya veren ve dinî her konuda söyleyecek sözü bulunan nice zevatın Müslümanlıklarının sadece bir takım sloganlardan ibaret olduğuna tanık olmaktayız.
 
Münakaşa etmek için özellikle işlerine gelen bazı ayetleri sloganlaştırarak, kendileri gibi düşünmeyenleri ithamla alt etmenin gayreti içerisinde olanların da doğrusu özümseyerek yaşadıkları ihlâs eksenli dinî bir hayatları yok gibidir.
 
Böyle düşünenlerin kullandıkları bazı sloganlar şu şekildedir:
 

·        Kur’an bize yeter! (Hz. Peygambere itaati emreden ayetleri ya es geçerler veya tevil ederler.)

·        Hz. Muhammed de bir beşerdir, ölüp toprağa karışmıştır! (Ona vahiy geldiğini ve din adına hüküm koyabileceğiyle ilgili ayetleri gündeme almazlar.)

·        Din bir şirket değildir, dinin sahibi sadece Allah’tır! (Peygamberi hiç karıştırmamak gerekir diyerek; kelime-i Tevhid ve Şehadetin ikinci kısımlarına bir nevi gerek yok diyecek kadar ileri gidenler vardır. Ayrıca kimse çıkıp da din Allah ile Peygamberindir dememiştir.)

·        Ameller niyetlere göredir! (niyetim sağlam deyip, bir takım şekillerden ibaret olan ibadetleri yapma gereği görmezler.)

·        Salât kelimesi sadece namaz demek değildir. Salât, hem dua ve hem destek anlamındadır!

·        Salâvat getirmek diye bir şey yoktur!

·        Faizsiz ekonomi olmaz, kredi caizdir!

·        Peygamber zamanında mezhep mi vardı? (Mezhepleri -kimi cahillerin bir nevi din haline getirmesi nedeniyle-  kabul etmezler.)

·        Sahih İslam, Kur’an Müslümanlığıdır! (Hz. Peygamber (a.s.)’ın örnekliği ise, hadisler Emevi uydurması olduğundan pek de kâle almazlar.)

·        Müslüman modern kişidir, din de modernize edilmelidir! (Rivayet kültürü ve gelenekçi bir yapı İslami olmayıp, ataları körü kürüne taklitten ibarettir derler.)

·        Abdestsiz Kur’an okunmaz diyenlerin maksadı insanları Kur’an’dan uzaklaştırmaktır!

·        Kurban demek Allah’a yaklaşmak demektir, kurban kesmek diye bir şey yoktur. Hayvanları boğazlamak bir cinayettir!

·        Peygamber(ler)in mucizesi olmaz. Onlara kitap verildiyse mucize odur. Hz. Muhammed’in de Kur’an’dan başka mucizesi yoktur!

·        Ebu Hüreyre kezzabtır (çok yalancıdır). Kısa zamanda birçok hadis rivayet etmiştir. Hz. Ali niye az rivayette bulunmuştur? Belli ki, uydurmuştur; sonra, onu Hz. Ayşe bile eleştirmiştir! (Hz. Ali’yi savunanlar da, Hz. Ayşe annemize atılan iftirayı hâlâ bugün sürdürmektedirler.)
 
Bunları çoğaltabiliriz… Böyle bir psikoloji içerisinde olanlar, avam kesimini zaten külliyen silip atmaktadırlar, diğerlerini ise “sen daha orda mısın?” diyerek gelenekçi diye yaftalamaktadırlar; kısaca bunlar Peygamber, sahabe, tabiin ve müçtehitlerden öte yeniden -sadece Kur’an eksenli- yeni bir din oluşturmanın gayreti içerisindedirler…
 
Kur’ancılık, Kur’an Müslümanlığı, Kur’anizim gibi isimlerle örgütlenenlerin yaptığı, İslam’ı gereğince yaşamaktan ziyade tamamen sloganik bir yapı ile sunmaktır…
 
“Doğu tarafından bir takım insanlar zuhur edecek, onlar Kur’an-ı Kerim’i okuyacaklar, fakat Kur’an-ı Kerim onların gırtlaklarından aşağı geçmeyecek. Onlar, okun av hayvanını delip çıktığı gibi dinden çıkacaklar, ok bir daha kirişine dönmediği gibi, onlar da artık bir daha dine dönemeyeceklerdir. Onların alameti; tıraştır.” (Buhari, Tevhid 57) 
 
Her asırda Haricî zihniyetindeki gruplar hep var olagelmiştir. 
 
Hadisin haber verdiği güruh, sistemli ve köklü bilgilerden mahrum, bir kısım sloganlar ezberletilmiş, akıldan çok his ve heyecana tabi, düşüncesi kıt kimselerdir. Bunlar kendilerine telkin edilip ezberletilen sloganlarla heyecana gelip, tahrik edilirler. Sloganlar ise, en dindar kimselerin bile hoşuna gidecek güzel sözlerdir. Kur'an'dan bir ayet, Hz. Peygamber (a.s.)'dan bir hadistir. Ancak, bu sloganların yaşayışlarına tesiri yoktur. Âlimlerin belirttiği üzere, bunlar lafta inandıklarını söylerler, kalpleriyle inanmazlar. Zahiren güzel sözler söylerler, ancak söylediklerine aykırı hareket ederler.
 
Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
 

“Ne sizin kuruntularınız (sloganlarınız) ne de ehl-i kitabın kuruntuları gerçektir; kim bir kötülük yaparsa onun cezasını görür ve kendisi için Allah'tan başka dost da, yardımcı da bulamaz.

Erkek olsun, kadın olsun, her kim de mümin olarak iyi işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” (Nisa Suresi, 123, 124)
 

Hâsılıkelâm sloganlarla Müslümanlık olmaz! Müslüman inandığı gibi Allah’a, Peygambere yani dine teslim olmuş ve gereğince yaşayan kimsedir. Zaten inandığı gibi yaşamayanlar, yaşadığı gibi inanmaya başlarlar vesselam…

 

MFK

( Sloganik Yapı başlıklı yazı MFK tarafından 2.05.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.