HORTOÐLU VE ALTIN SEMER

Sýnýr boyu bir illerimizde uzun yýllar kaçakçýlýk ve kaçakçý þebeke liderliði yapmýþ Hortoðlu lakaplý biri yaptýðý iþlerden oldukça zengin olmuþ.

Orta yaþýn üstüne gelince tövbe ederek düzgün bir insan olmaya karar vermiþ, Fakat çevresinde bozuk insanlar olduðu için bir türlü dikiþ tutturamamýþ

Þehrin bilgili birine giderek durumunu anlatýp kendisine yardým etmesini ve nasihatte bulunmasýný istemiþ.

Bilgin uzun uzun düþündükten sonra, Hortoðluna ya yaþadýðý þehri terk ederek daha büyük bir þehre ve düzgün insanlarýn muhitine yerleþmesini söylemiþ

Fakat, Hortoðlu “cahil birisi olduðunu söyleyerek baþka bir þehirde yaþayamayacaðýný” dile getirmiþ.

Bilgin uzun uzun düþündükten sonra “ þehrin zengin muhitinde lüks bir konak yaptýrmasýný ve orada yaþamasýný öðütlemiþ.

Horoðlunun bu teklif aklýna yatarak þehrin en zengin semtinde konak yapmaya koyulmuþ. Konak bitince, hizmetçi, dadý halayýklar da alarak konakta yaþamaya baþlamýþ.

Aradan bir iki yýl geçtikten sonra hortoðlu tekrar bilginin kapýsýný çalarak. baþlamýþ durumunu anlatmaya “ Konaðý yaptým, mahallede bir de Bakkal dükkaný açtým ama ne dükkana uðrayan ne de bana selam veren var, gittikçe mutsuz olmaya baþladým.; bana yeniden bir akýl verebilirimsiniz acaba “ demiþ

Bilgin yine uzun uzun düþünerek; "bir yol daha var demiþ, o semtte bu güne kadar görülmemiþ bir ziyafet vereceksin; ziyafete de þehrin büyüklerini davet edeceksin" demiþ

Hortoðlu, bir yandan ziyafet hazýrlýklarý yaparken, bir yandan da þehrin ileri gelenlerini Vali, Kadý, Ulema ,Müftü kim varsa davet etmiþ

Ziyafet baþladýðýnda sofrada kuþ sütünden baþka her þey bulunmaktaymýþ. Yemek bittikten sonra koyu bir sohbet baþlamýþ. Vali bir þeyler anlatmýþ ve misafirler müftüye sorular sormuþ böylece nakit ilerlemiþ.

Kadý hortoðluna dönerek, “muhterem Hortoðlu, herkes sohbette bir þeyler söyledi ve sorular sordu senin de söyleyecek bir þeyin , soracak sorun yok mu ? demiþ.

Hortoðlu derin bir nefes almýþ,” bende bir þeyi merak ediyorum acaba Zaloðlu Rüstem Peygamber mi yoksa veli mi idi ?.”

Cemaatte uzunca bir sessizlik , çökmüþ, derken bilge devreye girerek ,kadý efendi iþte Hortoðlu sorarsa böyle saçma soru sorar “ deyince konuklar basmýþ kahkahayla gülmeye sora devam etmiþ “ Bet asla hiç necabet mi verirmiþ üniforma ,Zerdununi palan vursan merkebe, merkep yine merkeptir..

Hortoðlu bu sefer bilgeye dönmüþ efendi merkep ne ola ki ? Bilge “ yük taþýyan çalýþkan bir hayvan” diyince; Hortoðlu “ elbette ben hepinizin yükünü taþýrým, merak etmeyin demiþ (

Kadýya dönerek efendi sizden bir isteðim var bu Hortoðlu adý bana uðurlu gelmedi, adýmý deðiþtirir misiniz demiþ, Kadý düþünmüþ “ ne ola ki, olsa olsa Hortoðlu adýn ,Zortoðlu olur; hadi Zortoðlu olsun” demiþ, O günden sonra herkes onu Zortoðlu diye çaðýrmaya baþlamýþ....

O geceden sonra çevrede itibarý oldukça artmýþ, dükkaný ve evi insanlarla dolmaya baþlamýþ. Zenginleþtikçe zenginleþmiþ, bakkal dükkanýný kapatýp atölye fabrikalar açmýþ,ve ardýndan müteahhitliðe baþlamýþ.

Bir gün bir toplantýda bilginle karþýlaþmýþlar, Bilgin iþlerinin nasýl gittiðini sormuþ, Zortoðlu,” iyi ki o gece Zaloðlu rüstemi sormuþum da sizde beni zerduni palanlý merkebe benzettiniz, eðer kadý adýmý Zortoðluna dönüþtürmeseydi, þimdi bakkal dükkanýnda sinek avlýyor olacaktým”.

Bilgin gülümsemiþ,” hortla zortun arasýnda büyük bir fark yok, ama senin baþýna ‘Dövlet eli deðdi’ demiþ ( Halit Özdüzen)