Allah c.c.
kâinatı yaratırken insanın hizmetine güzellik adına her haliyle sunmuş. Peki,
neden dünyadan başka yerde insan yaşayamıyor ki… Her bilimsel araştırmada NASA (Ulusal
Havacılık ve Uzay Dairesi) tarafından bu konu hakkında olumsuz açıklamalar yayınlanıyor. NASA’dan
başka bu konuyla ilgilenecek kimse de yok. Ne derlerse inanıyoruz. Gözümüzün
gördüğü bu kâinat eğer insana sunulduysa, dünyanın dışındaki gezegenler,
yıldızlar ve kara delikler niçin yaratıldı ki… Ben toprak üzerinde yürüdüğümde
ayağımın altında hareket eden karıncadan bile haberim olmazken, bu kadar
detaylı bilgiyi nasıl bilebilirim ya da bilmem gerekir mi?
İnsan nefes
aldığı havanın oranından bile haberdar değil, yaşıyor ya… Desem ki, canım çekti
biraz Marsa gideyim, gezeyim geleyim. Sanırım bu konuyu birine söylesem, bana
güler hatta deliyim gözüyle acıyarak bana bakar. Ama Marsta gerçekten neler
oluyor merak ediyorum. O kocaman gezegende sessizlik neden hâkim ki… Allah
orada yaşayıp da kendisini öven bir canlıya neden gerek görmüyor ki… Acaba, bu
dünyada kıyamet koptuktan sonra orada başka bir yaşam olacakta, şimdiden orayı
mı hazırlıyor?
Sabah sabah ne
gereksiz düşüncelere girdim ki. Böyle olduğum zamanlar beynim daha iyi
çalışıyor, tefekkür bahçelerinde dolaşmak hoşuma gidiyor. Dünyadaki zaman Marsı
bağlıyor mu? Hayır… Zaman bize göre göreceli ve bir boyut farkı işte. Sanki o
sürelerde bizler büyüyecek veya ölüme doğru hızla gideceğiz. Doğum ve ölüm
arasında geçen seksen doksan senelik bir aralık, bize göre uzun, cinlere göre
ise kısacık-bir nefes gibi geliyor. Biz ancak bizim gözümüzün gördüklerini
görebiliyoruz. Abulkadir Geylani Hazretlerinin dediği gibi, “Siz benim
gördüklerimi görseydiniz, bu dünyada yaşamak istemezdiniz!” varsayımından
çıkarak, bizden başka bizim gözümüzün görmediği ve beslenme şekli farklı olan
yaratıklar yaşıyor demek ki… Allah bizim hayrımız için onları görmemizi
istemiyor.
Beslenme şekli
farklı ve hareket kabiliyeti başka canlılar Marsta yaşıyor olabilir. Bu
hissettiğim bir paylaşım. Onlar yaşarken de şükür ibadetleri ile övgülerini
Allah’a yapıyor olabilirler. Hiç kimse bizim yaşam biçimimize uymayan canlıları
araştırmıyor ki… NASA Marsta su arıyor. Ölmüş canlı izi arıyor. Biz orada
yaşayabilir miyiz sorusuna cevap arıyor. Orada başka türde bir canlı yaşar mı
yaşamaz mı sorusuna cevap aramıyor. Son günlerde görünen UFO(Tanımlanamayan
Uçan Nesne) gemileri
ister istemez bu canlıların varlığını inandırıcı kılıyor. Fakat merak ettiğim,
Allah bize bunları göstermek istememesine rağmen, neden görünür oldular, diye
de bu sorunun cevabını arıyorum. Belki yakın gelecekte içindekileri de görmeye
başlayacağız. Peki, buna hazır mıyız? Allah bizi onlarla birlikte yaşamaya mı
hazırlıyor ki? Bu uzaylıların dünyada işleri nedir? Niçin gemiyle geliyorlar
ki…
Suyun üzerinde
yürüyebilen, havada uçabilen birçok hikâyeler işittik geçmişte. Bunlar evliya
dediğimiz Allah dostlarıydılar. Çoğumuz buna inanmadı, hatta masal bile
diyenler oldu, gülüp geçtiler. Ama UFO artık inkâr edilemez bir gerçek,
hayatımıza çoktan girdi. Allah’a olan aşkını ve teslimiyetini samimiyetle
yaşayan Allah dostları, sıradan bizlerin yapamadığı, düşünemediği, hayal bile
edemediği her şeyi yapıyorlardı. Hatta Hz Süleyman Yemende bulunan Belkıs’ı
yanına getirmiş, bir nevi ışınlamıştı. İslam dinine gerici diyenlerin,
özellikle bilim adamlarının ışınlamanın nasıl yapılacağı sorusuna cevap aradığı
bir devirde, bunu izah etmeleri mümkün değil hala… Bilim öylesine bu soruya
karşı çaresiz!
Ben Marsta
neler oluyor sorusuna, hatta tüm kâinatta yaşayan canlı türlerine taktım
kafayı. İçimden gelen ses, bize benzemeyen, bizim gibi yer ve içer ihtiyaçları
olmayan canlıların varlığını hissediyorum. Onları keşfetmekten de korkuyorum.
Ürperiyorum. Allah’a inanıyorum ve onu yarattığı her canlının mükemmel olduğunu
düşünüyorum ama tanımadığımdan olsa gerek düşmanım onlara… Tıpkı, ormanda bir
aslanı görme, ya da bir nehirde timsah ile karşılaşma ya da bir tarlada yılan
olduğunu hissettiğim korkularım varken. Bu korkularımın temeldeki adı, “Ölüm…”
sanırım. Ben alıştığım şekilde yaşamayı seviyorum tüm insanlar gibi. Ölüm ile
başka bir yaşama alışmak bana zor geliyor. O yüzden bilmediklerimi hem merak
ediyor ve hem de korkuyla yaklaşıyorum.
Bu kadar
yazdıktan sonra diyorum ki, Marsta neler olmuyor ki…
Saffet Kuramaz