1
Hatırası canlanır, kendimden utanırım
Abide-i şahsiyet, zulmette açan çiçek
Melekler kadar yalan, Alparslan kadar gerçek,
Sen Ey kahpe siyaset , çirkin yüzüne lanet;
Fahişe selamınla, Keş dağını mezar et
Bir kazaya büründü, bir kusursuz cinayet,
Şeytani bir plandan, Bozkurt'u vurdu rahmet
Sonsuz keyif içinde, dün boğduğu köpekler;
Kinini din edinmiş, ah o eski tüfekler
Kuytularda dinlenir, masum muhalif sesi;
İsmail’im donarak, veriyor son nefesi
Susma artık lütfeyle, "kimsesizler kimsesi"(!)
Yalvar yakar ölenin, niçin kırık çenesi?
Keş Dağının zirvesi bir devrin battığı yer;
Bu alçakça sessizlik, failin ittiği yer
Kaldı pembe rüyalar, beyaz ölüm ardında;
Gündüzler kör karanlık, hayat katran tadında
Bir eşek pazarlığı, miras aslan tahtında;
Ceylan derisi koltuk, tavşanların ahdında
Sırtını dayadığın, taş medrese ağlasın;
Sivas’ın mor dağları, gonca gülü bağlasın
Ayet hükmü Muhsin’im, diri bütün şehitler;
Dünya gözünle bir bak! Emrinde koç yiğitler
Kabrinde hale hale, “ölü-seven”bir millet;
Yolsuzluk yola döndü, volta atıyor şirret,
Dağdan şehre ağmakta,Türk kanı içen vahşet,
Boydan soya ihanet, baştan ayağa gaflet
Ölüm kusan tuzaklar, erlere kanlı rahmet;
Kan ağlayan duvaklar, geline canlı rahmet
Ölmüş ruhlar omzunda, canlı erler ne hayret,
Üç vakte bir yurt böler, kan donduran vahamet
Yıkıl yıkıl Keş Dağı! Vicdanın attığı yer;
Hilal'in kaşlarını, Haç'lıya çattığı yer.
Kadir KOCA
16.4.2016