sıksan etimi kemiğimi şöyle iyice yalnızlık akar şırıl şırıl

kaşımı gözümü yoklasan görürsün ne de çok hüzün saklı pırıl pırıl

sevmeye kıyamadığım yâr bakmaya doyamadığım

bir papatyaya teşbih ettiğim ve ömrümün zikir tespihi olan yâr

dudağımda adını bir dua gibi sarf ettiğim 24 saat

hayali dahi gözlerimin önüne bir perde gibi inen

varlığı varlığıma milyon değer katan, yokluğu yokluğuma sebep olan

beni önemli kılan, tenimde can, damarımda kan olan yâr

bir gittin ki benden ağacı kökünden söken fırtına oldun

dalgaları kıyılara vuran okyanus oldun

lavları her yeri yakıp yıkan yanardağ oldun

bile isteye sende boğulmaya geldim

kül olup yanmaya, toz olup uçmaya, yok olup silinmeye geldim

yeryüzünde sensiz var olsam ne; gülsem eğlensem ne?

sensiz düşeyazdım, öleyazdım

gökyüzünde maviliğin içinde bir nokta olsam

okyanusun içinde bir damla, ateşin içinde bir kıvılcım

tozun için bir parçacık kendimi yok etsem hiç etsem

silsem mesela adımı hüviyetlerde

 bitirsem kendimi kurak bir toprak parçasına dönsem

 eksilsem bir kitabın sayfaları gibi yırtıla yırtıla

gitsem bu dünyadan kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan gibi

ölsem adamakıllı

cehennem dedikleri yokluğundan öte bir şey midir

gözlerinsiz bir dünya, dünya  mıdır

ellerinsiz bir yarın, yarın mıdır

sensiz girdiğim gülzârlar dahi dikene bürünüyor

yediğim yemişler zehroluyor

içtiğim sular bulanıyor kokladığım hava bozuluyor

sensiz dağlar üzerime yürüyor, şimşekler bana çakıyor

kem gözler bana bakıyor, yaşlar gözüme hücum ediyor

bu ne sensizliktir hüküm sürüyor bende

suriye'den beter oldu sensiz yüreğim

yaş üstünde yaş kalmadı gözlerimde

can içinde can kalmadı

sensiz geçen her gün cehenneme bedel

senden başkasını görmeyen gözüm herkese kör oldu

kalabalıklar da dahi körüm, milyonların içinde kötürümüm

ömrümsün yaşayamadığım gözümsün göremediğim

tadı yok sensiz açan çiçeğin, gelen baharın , tekmil gülüşlerin anlamı yok

kalbin çarpışı dahi ritmini yitirdi, kanın akışı dahi sekteye uğradı

daha bir tuhaf oldum ters oldum

vakitsiz açan çiçek oldum kış günü

sabırsız uçan kuş oldum yağmur günü

göğsümü açtım yıldırımlara yokluğun ok ok battı canıma

senin sesinin dışında hiçbir ses duymuyorum

bütün insanlar lal kesilmiş gibi geliyor bana

ağızlarını oynatıyorlar eveleyip geveliyorlar

ne kadar da sana odaklı yaşamışım

her şeyi sen bilmişim herkesi sen sanmışım

kader çekip alınca seni benden geriye hiçbir şey kalmadı benden

alın size yabani hırpani yavan bir adam, alın size pejmürde bir adam

alın size bir hiç, alın size hiçbir kimse...

( Papatyaya Teşbih Ettiğim başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 3/18/2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.