Takvim yaprakları gibi kopardın kendini gönlümde

Gönlümde düşen sen değildin bir can düştü gözümde

Maverada gülüşlerimiz söndü melekler bize küstü

Mutluluk dolu seslerimiz yokuşların ucunda uçurumlarda

Paramparça yarınlarımız uçurumun ateşlerinde bizimle yandı

Ne senden nede benden bize ait bir gölge kaldı yok oldu

Ne sende nede bende bir bakış kaldı yarına bizi götürecek

 Mutluluklar çehren de bizi sarmadı ebedi

Ben güldükçe parlamadı gözlerindeki aşk bana gülmedi

Ağaçta kopan dal gibi yaparak gibi düştük gönlümüzde ivedi

Güle solmak bülbüle figan bize de ayrılık zindanında yatmak düştü

Dolaşan ben olsaydı damarlarında aşkınla yaşardım aşkla özgürlüğü

Damarlarımda aşkımla dolaşan sen olsaydın verirdin bana hayat öpücüğü

Seninle takamadık hayata bizi bağlayacak bir nişan yüzüğü

Taktık gönlümüze şimdi ayrılığın yollarını gönlümüz bölündü

Şimdi ikimizde ağaçtan düşen iki ayrı yaprak

Rüzgâr aldı götürdü bizi ayrı yönlere savurdu

Artık ne biz kaldı ortada nede birbirimizi dinleyecek zaman ve an kaldı

Şimdi bizsizlik depremi ile ayrılığın altında can çekişen iki yabancıyız

Artık ne ben sana ne sen bana uzanabiliriz

Gözlerimizdeki ayrılığın feryadı ile artık ayrı mekânlar da

Sırılsıklam biz kokmayan bakışsızlığın altında ölebiliriz artık

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

( Güle Solmak Bülbüle Figan Düştü başlıklı yazı kul mehmet tarafından 14.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.