Belli ki bizden geçmiş artık
Kuşkonmaz dallarına astığımız,
Yada ;
Kâf dağının ardında sakladığımız hayallerimizin ardına düşüp
Düşünmeden,
Uçsuz bucaksız ufuklara kanat açıp gidebilmek.
Her şeyi bir yana bırakıp
Özellikle hayatın haylaz yanlarını kendi iyiliğimiz için affedebilmek.

Yol yorgunluğu geçmesine geçer de
Gönül yorgunluğu geçmiyor işte
Kaç efkâr düşer bilemezsiniz
Dertli yüreklerin her âh çekişinde.

Zamansız tırpan yemiş başaklar gibi
Eğik başlarımız toprağın koynuna düşer.
Tükenir gider umutlar
Birer ikişer

Keşke yalansız bir dünya olsaydı
O zaman hiç kimse,
Ama hiç kimse gerçeğin peşinden koşmak için zaman kaybetmez,
Aşka
Sevgiye ayırırdı bütün zamanını.
Hem acıtmazdı böyle kimse kimsenin sol yanını.

Gel gör ki heyhât
Zamansız döktü hayat dalımızdan yapraklarımızı.
Mevsimler kışa durdu.
Mavilerimizi
Boran vurdu,
Dolu vurdu
Kar vurdu.
Yetmedi üstüne bir de,
Can bildiğ'miz yâr vurdu.

Bakışlarımızdaki donukluğun sebebi işte bu yüzdendir
Pembe gözlükler dar gelir şakaklarımıza
Kar beyazı güven taneleri düşmedikçe sokaklarımıza.

Sen-ben kavgalarından
Biz'lik dergâh'ına,
Hep birlikte
Haydi şimdi el ele.
16:17 28.01.2016

( Haydi Şimdi El Ele başlıklı yazı Halis Kandmr tarafından 11.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.