Hidayet Amcayý yýllardýr tanýrým. Mahallemizin oturaklý aðýrbaþlý sevgi dolu insanlarýndan birisidir. Yýllar yýlý, iþçi olarak bir firmada çalýþtýktan sonra, SSK'dan emekli olup kendi halinde ev geçindirmeye çalýþan halim selim bir büyüðümüzdür. Bütün mahallenin çocuklarý, gençleri, orta yaþlýlarý ve kendi akranlarý olan arkadaþlarý da Hidayet amcayý severler sayarlar, hatta biraz daha ileriye gideyim yere göðe de koyamazlar, o derece yani sevgi saygý Hidayet amcamýza...


Son zamanlarda bir garip haller oldu Hidayet Amcaya. Yolda giderken durup durup kendi kendine bir takým konuþmalar yapýyormuþ, görenler öyle söylediler. Yaþlýlýktan olsa gerek, hem de ileri ki yaþlarda insanlarýn ruhi durumlarý da bozuluyor siz de takdir edersiniz ki, Alzheimer olanda var, manidepresif olan da, romatizma olanda, insan yaþlanmaya görsün bir dolu rahatsýzlýðý çýkýveriyor. Her ne kadar yaþ ilerlese bile kimseler kendine toz kondurmasa da, dert, tasa, elem eksik olmuyor insanýn baþýndan. Bir de ''Allah sevdiði kuluna dert verirmiþ.'' derler ya, biz de hayra yoralým derdi tasayý, demek ki Rabbim yaþlýlarý çok seviyor, ahrete yaklaþtýklarýndan mý nedir belki de?


Lafa daldýk Hidayet Amcamýzýn derdini unuttuk. Hidayet Amca yolda giderken kendi kendine konuþuyor dedik ya, yanýna yaklaþanlar günlerdir ayný kelime ve cümleleri duyuyorlarmýþ o da þu ''Bu gün günlerden ne, bu gün günlerden ne, bu gün günlerden emekli maaþý, bu gün günlerden emekli maaþý.'' Evet, evet yanýndan geçen arkadaþlarý, mahalle sakinleri, çoluk çocuk, gençler, hep bu kelime ve cümleleri duyuyorlarmýþ Hidayet Amcalarýndan. Þaþýrýyoruz tabi, Hidayet Amcamýzýn yanýndan geçerken bu cümleleri duyunca mahalleliler olarak. Niye þaþýrýyoruz? Bundan bir kaç ay öncesine kadar Hidayet Amcamýz çok normaldi, yolda giderken de böyle, ne kendi kendine konuþur, ne de kendine soru soranlara, ters ve saçma sapan cevaplar verirdi. Üzülüyoruz gerçekten Hidayet Amcamýzýn bu durumuna. ''Gel Hidayet Amca seni doktora götürelim.'' dedik. Onu da kabul etmedi, ''Ben bir kere hepinizden normalim, hatta bu mahalle de en normal benim. Var mý benim gibi üç kuruþ emekli maaþýný ay sonundan beþ gün öncesine kadar yetiren.'' demeye baþladý. Oysaki belli durumu, vallahi çok üzülüyoruz mahalleliler olarak. Ne yapsak ne etsek?


Bir zaman geçtikten sonra biz de alýþtýk mahalleliler olarak Hidayet Amcanýn bu durumuna. Hidayet Amcamýz gün kavramýný yavaþ yavaþ yitirmiþ gibi adeta. Onun için artýk pazartesi, salý ya da perþembe diye bir gün yok, sadece emekli maaþýný aldýðý gün var. Haliyle üç kuruþ maaþ aldýðý için o da kendi ile yengenin geçimine yetmiyor, yetemiyor. Yolda rastlýyoruz bazen ''Hidayet Amca cuman mübarek olsun.'' yüzümüze keskin bir bakýþ ''Ne cumasý oðlum bu gün günlerden emekli maaþý, cuma diye bir gün mü var, yeni mi çýktý bu gün, hiç duymadým.'' Ara sýra ayaðýný sürüyerek kahveye gelir, çay koyarlar önüne, çocuklara döner ''Bu gün semt pazarý vardý deðil mi, günlerden emekli maaþý günü hep semt pazarý oluyor.'' kahvedeki akranlarý olan amcalar, he he der geçer, hiç dalga geçmezler, kalbini kýrmamak için çok ciddi cevap verirler. Yolda giderken kendisi gibi emekli arkadaþý Hüsam beye rastlar ''Ooo Hüsam'cým bu gün günlerden emekli maaþý, mübarek olsun sana da bana da.'' Hüsamettin Bey de hiç bozuntuya vermez, bilir arkadaþýnýn durumunu. ''Tabi tabi bu gün günlerden emekli maaþý, yarýn emekli maaþý ertesi, öbür gün hafta baþý ya biz ona emekli maaþý ertesinin ertesi diyoruz.'' Ýþte böyle sürer gider bu muhabbet...


Hidayet Amca için her günün adý emekli maaþý bundan sonra. Hanýmýna seslenir salondan ''Hanýým bir orta þekerli kahve yap da içelim bak hem de bu gün mübarek gün emekli maaþý günü, hoþ yarýnda emekli maaþý günü, hay Allah iki emekli maaþý günü de üst üste gelmiþ yahu.'' Yenge de hiç bozuntuya vermez ''Hidayet yarýn ki emekli maaþý günü tatil biliyorsun git de sabah bakkala hem gazete, hemde süt ile ekmek al.'' Her günün ismi de cismi de emekli maaþý olduðu için, bozuk para gibi harcanan da elde ki o emekli maaþýdýr. Döner hanýmýna ''Haným azar azar dolar alsak, kur farkýndan cebimize bir þey kalmaz mý yahu?'' Kadýncaðýz ne desin ''Boþ ver sen dolarý molarý cebinde sakla paraný, aslan gibi Atatürk'ümüzün resmi var üstünde, dolar molar alýp da o Waþington portakallarýnýn uyuz suratýna mý bakacaksýn?''


Bazen de muzip delikanlýlar þaka yaparlar Hidayet Amca'ya '' Hidayet Amca hadi yine iyisin iyisin, az önce haber bülteninde geçti hükumet bu sene emekli maaþlarýna yüzde seksen altý virgül yedi zam yapacakmýþ.'' Ama yemez bunlarý çoðu kere Hidayet Amca ''Siz onu benim külahýma anlatýn veletler, yüzde onu bile geçmez bu sene emekli maaþlarýna zam saf mýyým ben o kadar?'' Baþka bir zam zamaný yine gençler ki muziplikte üstlerine yoktur ''Yahu Hidayet Amca geçen baþbakan bizim kahveci Osman'ý aramýþ Hidayet Amca hiç merak etmesin ona herkeslerden beþ fazla zam vereceðim demiþ.'' Yine yemez Hidayet Amca bu afra tafra ve þaklabanlýklarý, burun kývýrýr geçer. '' Ünlü Ýsviçreli Bilim Adamlarý Ýsviçre'nin en ünlü profesörü Albert Simfert baþkanlýðýnda bir heyet ile Türkiye'ye gelip Hidayet Amcayý ve emekli maaþýný inceledikten sonra Türkiye de bir emeklinin bu maaþ ile nasýl geçindiðine aðýzlarý bir karýþ açýk kalarak hayret edecekler ve sonra da Ýsviçreli emeklilere örnek göstereceklerdir.'' deyince delikanlýlar az daha kafalarýna Hidayet Amcanýn bastonunu yiyeceklerdi neredeyse...


Hidayet Amcanýn, emekli maaþýný aldýðý gün o ayýn en önemli günüdür. Yengenin direktifleri doðrultusunda harcamaya baþladýðý günler ise adeta etinden et koparýrlar Hidayet Amcanýn. O da kendisini üç kuruþ emekli maaþýna mahkûm edenlere verir veriþtirir, bazen de giydirir ha, elbise deðil kesinlikle, anlamýþsýnýzdýr ne giydirdiðini...