İsyan sonrası harman olsun
Tınaz yapıp savuralım rüzgara karşı tüm olumsuzlukları
Son bulsun bu ayrılık
Yaşama tutunalım dört elle
Sahibinde kalsın tüm kötü sözcükler
Acıyla yoğrulsun
Demir parmaklıkları döven ellerim…
 
Karışırgözyaşlarım hasretlere
Sevenlerin yüreğinde son bulsun özlemler
Hava kararmaz,
Hiç aydınlanmaz da dört duvar arasında
Gece ile gündüz birbirine karışır hep zifiri karanlıktır
Burada her şey siyah kadar onurlu
Beyaz kadar namusludur
Benim bin şükür dilimde
İlk geceme karşı gelen her düşte…
 
Acı ile hazzın bileşiminde bir çift el uzanır
Demir parmaklıklar arasından bin bir dua ile semaya
Günün zifiri karanlığında
Bir nur aydınlatsın yüreğimi
Film şeridi gibidir yaşananlar
Gelip geçiyor gözlerimin önünden coşkulu bir şekilde
Zor olan yokluğa, zorluğa şükretmektir
Açtım ellerimi
Yokluğun içinde dilden düşen bin bir dua ile…
 
Harfler dile gelir konuşur parmak uçlarımda
Anlatıyorlar her şeyi
Haksızlıkları
Hasretleri
Özlemleri
Ve yüreğimde ki isyanları
Yaşanan ve yaşanacaklar adına bir çığlık daha yükseliyor
Demir parmaklıklar ardından…
 
Yoktur demir kapılar arkasında gece ile gündüzün farkı
Gardiyan “koğuş kalk” dediğinde
Anlarsın ki şafak sökmüş
Daha ne olduğunu anlamadan
“Mahkûm! Soldan say”sesinden de bilirsin ki güneş batmış
…Ve
Duvara bir çentik bir çentik daha atarken
Üzerine kapanan demir kapıların sesleri
Yankılandıkça dört duvar arasında
Hasretler kanına karışır ılgıt ılgıt
Damarında dolanan
Delice özlemler derinden yaralar yüreğini
Öylece sevdalı
Öylece hırçın!
 
Gaipten bir ses duyarsın
Başını yastığa koyup gözyaşların sel olduğunda
Çığlık çığlığadır yüreğinde ki o ses
Ve içinde sen!
Delice özlemler
Öyle derin öyle ince bir sızı ki
Ranzamda hangi yöne dönersem döneyim
Her yön sana çıkıyor…
 
Kulaklarımda özlem dolu sesin çınladıkça çınlar
Yüzüm ekşir terime karışır hasretin
Yoluna gözyaşı olur dökülür
Hasretlerin, özlemlerin habercisidir
Üzerime kapanan demir kapılar…
 
 
 
**Hayat bana hep hayır dese de,
Ben yine de her zaman, her şeye rağmen hakkımda hayırlısı diyeceğim…


Mustafa KARAAHMETOĞLU
30.01.2016

 

( Demir Parmaklıklar başlıklı yazı Mustafa Kara tarafından 1.02.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.