Nasıl yazsın Seni ey Nebi

Yazarken biter bu kalem

Tükenir mürekkep

Sen geldin âlem oldu âlem

Âdem değildi o âdem

Zülüm altındaydı madem

Rahman gönderdi seni o dem

Gülenleri güldürmeyenler

Gülerken pis pis

Gülmeyenler gülmeyecek sandı

Nefis şeytanla nasıl buna kandı

Kandı kandı ya işte yandı

Kâinatın kucağında nurla sen

Nura boğuldu âlem

Kamaştı gözler

Bitti o an söylenen sözler

Açıldı kapanan o mazlum gözler

Dokundu ağlayan gözlere nurdan elin

Dokundun kırılmış beli

Çölde kumda yatan Bilallin beline elin

O dokunuş ki günde beş vakit ezanla

Sesi hala kıyamete kadar kulaklarımızda

Rengi teni simsiyah yaşaması gereksiz dediler

Çöllerde karnına tonlarca taş yatırdılar

İmanını sınadılar

Bilemediler iman sınanmaz yaşanır

Bilemezlerdi onlar merhameti

İmanı

İman etmeyi

Güldürmeyi

Yaşatmayı

Sen dokundun işte

Binlerce yıldır

Hala Bilallin ezan sesi kulaklarımızda

O zalimler sadece kendileri güldü

Kendileri yedi

Kendileri yaşadı

Yürekleri merhametle hiç titremedi

Zulümle gönülleri

Evleri yıktılar

Sen geldin ve yıkıldılar

Görmediler

Göremediler

Bilmediler bilemediler

Ya Muhammed canımız sana olsun feda

Seni bilmediler

Yıkılmayı hazım edemediler

Nefreti yıkamadılar

Oysa nefreti yıkmak dirilmek

Dağlar gibi gönüllerde yeşertmekti

Güller gibi açmaktı

Unutmaktı eski bilinen yanlışlardan kurtulmak

Yeniden iman ile diriltmekti

Bilemediler

Göremediler

Hissedemediler

Yaktılar

Yandılar

Söndürdüler

Söndüler

Senin cennet gül kokunu alanlar

Koştular

Sarıldılar merhametine

Gözlerinde sevinçten pınarlar

Çatlarken sevinçten gönüller

Ah seni o nurunla görenler koştu sana

Yeniden imanla

Merhametle dirildi

Sığmadı Mekke'ye Medine'ye

Âleme

Yaydı merhametini

Cennet kokunu

Belde belde

Şehir şehir

Sığmadı âleme

Sığdı ufacık bir gönül'e

Gül cennet kokunla

Kuşlar şaşkın

Aşkınla kuşlar geçemedi sana koşanları

Kanat çırpan kuşlar kanatları yorulurken

Sana koşanların kanatlarında yok iken

Kırıldı kuşların kanatları sana koşanlara kanat çırparken

Yolda kaldı tüm kuşlar

Senin kokunla açarken güller

Sevilmez mi güller

Nurdan Muhammed

Candan Ahmed

Senin kokunla kokarken

Senin nur güzelliğinle açarken

Sensin Âlemlere Rahmet

Sen nereye baksan nur

Sen nereye adım atsan

Cennetten bir bahçe

Evler gelişinle nurlandı

Sofralar bereketi ile coştu

Aç kalanlar bereketinle doydu

Nimetler eksilmeden çoğaldı

Bilinmezdi-Emin- ne demek  

Unutulmuştu

Yok olmuştu

Mekke emin oldu

Emin olmayı gördü anladı

Anlamayan öküz gibi baktı

Eminsin dedi

Allah'ın nur Nebi si'sin peygamberisin demedi

Demedi mutluluk yüzü hiç görmedi

İman etmedi iman ile ölmedi

Gözlerin cennetten bir âlem

Gönlün tüm cenneti kaplayacak

Şefkat merhametten buyur eden saraylar

Görenler gördü

Susamıştı

Şefkate

Merhamete

İnsan olduğunu söyleyen

Söyleyerek saran gönlün

Sıcaklığına hasret kalmıştı

Gördü gören

Koştu

Sarıldı

Bırakmadın sana sarılanları

Onlar için geceleri

Seccadeyi gözyaşı ile yıkadın

Cehennem narında yanmasınlar dedin ağladın

Sen ağladın

Cehennem söndü sönecek

Şefaat için şefaat verdi sana Yüce Rahman

Sana koşarken şefaatine

Nur yüzüne gönlüne koşacağız

Merhamet ile yoğrulmak için

Âlemlere Gönüllere Rahmetsin

Nurdan Ahmet

Nur Muhammed(S.A.V.)

Mehmet Aluç-Kul Mehmet-

(Nöbetçi Şair)

( Âlemlere Gönüllere Rahmetsin (Naat) başlıklı yazı kul mehmet tarafından 26.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.