Allah Rahman ismi ve sıfatıyla, kendine isyan eden için bile ne kadar sabırlı davranıp, onların bir gün tövbe edeceğini ve kendisine kul olacağı ümidiyle; yaşam için ne gerekliyse her şeyi sınırsızca ve hiç kimseyi ayırt etmeksizin verirken, isyankârı öldürmezken, sen kim oluyorsun da cana kıyıyorsun, hesap sorup sonrada öldürüyorsun. Sen kimsin ki Ya Hû…
Namus nedir, aldatmadır ve ihanettir değil mi? Bir kişinin sizi aldattığını nasıl anlarsınız, tartışmadan yahut gözünüzle görmeden, kulağınızla duymadan birisinden öğrendiğiniz bir konuşmayla mı veya telkinle mi? Varsayalım ki, bu doğru çıktı, konuşursunuz. Allah kişinin samimi tövbesini kabul ederken, sen neden samimi itirafı kabul edemezsin ki… Diyelim edemedin, neyin ispatıdır ki, eline bıçak yahut tabanca alırsın ve karşındakini susturursun ki… Nedir hazmedemediğin, yoksa gül gibi eşini boşarsan başkasıyla evlenirde daha mutlu olur kuşkusu mu? Kaldı ki, boşanmış kadınla ya da erkekle evlenilirken, onun geçmişini kabul ederken, bu şekilde ki samimi itirafına ses çıkarmazken, nedir bu öfken… Senin geçmişini karıştırsalar nelerin çıkacak ortaya kim bilir, kadın eline bıçak alıp seni öldürüyor mu? Nedir derdin ey gafil… Eğer evlilikte sadakat bittiyse ve eşler arasında bir anlaşma ve paylaşım yolu bulunamıyorsa, artık tek yol vardır o da maalesef boşanmaktır.
Ey anne ve babalar, namusun manasını, aldatma ve yalanın yapılmaması gerektiğini lütfen çocuklarınıza anlatın. Lütfen siz dininizi öğrenin ve çocuklarınıza da öğretin. Hiçbir kimse başkasının yaptıklarından dolayı mahşerde hesap vermeyecek, hesap günü neyse ameli onun hesabını yalnızca Allah’a verecek ve kimin kimde alacağı varsa alacaklıya adaletli bir şekilde iade edilecek. Allah’ın adaletinden ve ahiret gününün varlığından asla şüphe etmeyin. Ahirete hakkıyla iman edin, lütfen!
Saffet Kuramaz
