Devletçi vatandaşlarımıza ithaf ediyorum,
Takriben on yıl önce serin bir Nisan ayıydı,babam ısrarla beni köye çağırdı “evladım bizim köyde bir okul yapılmış,2.taktik Hava komutanı ,Olağanüstü Hal Valisi,Diyarbakır valisi ve diğer yetkililer gelecekler ,sen okumuş adamsın belki iki laf edersin” dedi.Onu kıramadım kalktım köye gittim yeddi köyün insanları gelmiş ,bir telaş bir heyecan,gelen subayların yüzü asık,orda burada dolaşıyorlar,derken bir generalin komutasında bir askeri birlik geldi, binlerce insan, yaşlısıyla genciyle ayağa kalktı,inanırmısınız inanırmısınız inanırmısınız,bu general “sağ olun ,var olun ,buyurun oturun” demedi,herkes oturdu ben tek başıma ayakta kaldım,belki beni fark eder bir şeyler söyler diye,ama nafile, ben sekerata kadar bu sıkıntıyı içinden tamam; insanı,topluluğu, binlerce vatandaşı yok saymak ne kadar derin yara bırakır, insan olan tasavvur eder.
Beklenen misafirler helikopterle geldi ,bildik ,ezber konuşmalarını yaptılar,köy muhtarına da zoraki ezber bir metin okuttular,çünkü ben muhtara sordum ;of çekerek ”ya hocam okuma yazmam da kıt dünden beri bu metni bana vermişler ezberleyip rahat okumam için” sormamın nedeni de metinde yanlış bilgiler vardı da ondan
Ben de saf saf bekliyorum ki bir yetkili diyecek değerli vatandaşlar bir sorununuz var mı diye söz hakkı verecek,ben de söz alarak bir şeyler dile getireceğim,nerdeee…
Güya bu etkinliğin adı “Mehmetçikle el ele” şenliğiydi,kanaatim o ki var olan muhabbeti bile zedelediler,
Kaymakama verilmek üzere muhtar adına bir dilekçe yazdık, muhtarı öyle bir korkutmuşlar ki “aman hocam ne yapıyorsunuz Kaymakam bu gün kesinlikle bir şey kabul etmez” diye ona vermedi,ilginçtir ben ve köyün ileri gelenlerinden biri; okul sıralarına oturmuş dilekçe yazarken bir yarbay geldi “ne yapıyorsunuz burada bir an evvel dışarı çıkın” diye bizi uyardı.
Bizim köyümüz korucu köyüydü yeddi insanımız bu uğurda canını vermişti, bir zamanlar ilçe karakolunu dahi onlar koruyordu,orada üç evladını bu uğurda şehit veren yüreği yaralı bir baba vardı, ne acıdır ki gelen heyetin başındaki adam onun gönlünü almayı bile akıl erdiremedi yada tenezzül etmedi.
Devlete en çok yaramış bu köyün devlet erkanı katında kıymeti buysa gerisini siz düşünün,devlet devlet deyip birbirimizi yiyip bitiriyoruz,bir de devlet adına bizi küçük düşüren,bize zulm eden kimselerde elini kolunu salıyor, ayrıca onları kutsuyoruz ,ne acıdır değil mi?
Peki nasıl olabilirdi;
Her gelen birliğin başı güler bir yüzle o masum, içten ve samimi topluluğa merhaba, hoş geldiniz diye bilirdi
Generalin huzurunda ayağa kalkan halka; general,teşekkür ve mahcubiyetini ifade edebilirdi
Bir isteğiniz var mı yok mu diye kesinlikle 3-5 kişiye söz hakkı verilmeliydi
Üç şehit babasına taltif içerikli bir zaman ayrılarak, devletin ve milletin bu insanlara minnettar olduğunu ifade edebilirdi
Köyün yaşlıları ,akil adamlarıyla mini bir sohbet edilebilirdi
Ah devletim ah!.. milletim kimlerin elinde kalmış diye öyle bir ah çektim ki o zaman, ahimin yarasını hiç kimse tedavi edemez, hatırladığım zaman o gün kadar üzüntü duyuyorum
Eğer deseniz ki ne olmuş? insan bu olaydan bu kadar etkilenir mi? Eevet birey olan,kendini bilen,vatandaş olan kimse etkilenir etkilenmeli de
Allah bu tür sıkıcı günleri hiç birinize yaşatmasın biz biz olalım hiçbir zaman insanlara vatandaşlarımıza saygısızlık yapmayalım e mi?
Selam ve dua ile
e.kaya
( Üç Şehit Babası başlıklı yazı Eyüphan KAYA tarafından 27.11.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.