Ağlama, sil
artık o ay karası gözlerini
Ertelenmiş
vuslatlar sona götüremez bizi
Biz üç
günlük heves için sevmedik ki bir birimizi
Gökte
melekler yer de kurt kuş şahit iken aşkımıza
Sen nasıl
düşünürsün yüreğinden habersizce çekip gidebileceğimi.
Hadi sus ne
olur
Ağlayıp da
daha fazla kahretme beni.
Ben ki
Sensiz gecen
her güne bin kahır yükledim
Gün kızıla
boyanıp da aşarken karlı dağların ardına
Gökteki
yıldızlarla geceme doğuşunu bekledim
Hilal
kaşlarını
Ay karası
gözlerini
Bakır sarısı
saçlarını ilmek ilmek dolunaya resmettim.
Duman altı
odamın kırık penceresinden
Saatlerce o
ay karası buğulu gözlerini seyrettim.
Unuttum mu
sanıyorsun son sözlerini
Unuttum mu
sanıyorsun’’ bakışlarım sende kalsın ‘’deyişlerini
Ne zamanki
yadıma düşsen
Sığmadım ne
şehre,
Ne köye
Nede atamdan
Yadigâr kalan bu virane eve.
Yağmur çamur
demeden saatlerce yol aldım
Adını,
vuslat sız sevdamı haykırdım Kaçkar vadisine
Üç hece
ismin yankılandı karlı dağların doruklarında.
Avaz avaz
bağırdım
Lanet ettim
gülmeyen kaderime.
Sus artık,
ne olur sus
O masum
bakışların
O sesiz
haykırışlarınla öldürme beni
Hadi yasla
başını sineme
Parmak
uçlarım ile tarayayım bakır sarısı saçlarını
Unutma biz
şeytani duygular ile değil
Rahmani
duygular ile sevdik bir birimizi
Ne araya giren
kullar
Ne uzayıp
giden yollar
Nede
ertelenmiş vuslatlar ayıramaz bizi.
Osman baylar