ÖZLEDİN Mİ BİRAZ OLSUN
Yâr, gidince buram buram tüttü bu sevda ateşi
Kavuşmayı hiç zamana ekledin mi biraz olsun?
Gecelerce umutlanıp doğsun diyerek güneşi
Benim gibi seher vakti bekledin mi biraz olsun?
Gözyaşları damlasıyla yüreğini söndürerek
Hüzün denen o kapıdan akrebi ters döndürerek
Göğsünün sol tarafına güvercinler kondurarak
Gerçeklerden yalanları akladın mı biraz olsun?
Kağıda isyan ederek bitmek bilmez eylemlerle
Konuştun mu ara ara boyun büken kalemlerle
Kederin sızan yanından arda kalan elemlerle
Anıları iç cebinde sakladın mı biraz olsun?
Dolaştın mı dermansızca kayıp gölgeler peşinde
Ve hayaller belirdi mi yalnız kalınca düşünde
Vuruldun mu defalarca aşkın bitmez savaşında
Kendini kendi elinle okladın mı biraz olsun?
Düşünceler yağmuruna hüzün bulutu kaplayıp
Vuslata kaç adım saydın kalan günü hesaplayıp
Saçlarına takardım ya hani kırlardan toplayıp
Kuruttuğum papatyayı kokladın mı biraz olsun?
Bir damla suya hasretken yalnızlığın orucunda
Pişmanlığın kuruyarak gezdi mi dudak ucunda
Söylesene Ey Sevgili, ölüp bir gül avucunda
Sende acıyla kalbini yokladın mı biraz olsun?
Elveda denen kelam da bütün harfler üzülürken
Şakağından usul usul tüm efkarın süzülürken
Gelip geçen günler tek tek aşk heybenden çözülürken
Sırtına sevda yükünden yükledin mi biraz olsun?
Sende acıyla kalbini yokladın mı biraz olsun?
ELİF KESKİN KARABULUT..../ ŞİİRLERİN ŞAİRİ...
KAYIP DÜŞLER / 2005/ EYLÜL/ 14