Dün seni sordum
komşun kızından
Hayat’dan
Ağlıyor muşsun benim için
Gözlerin buğuluymuş
Sudan çıkmış, süzgün bir balık gibi
Herdem uzaklara bakıyor muşsun
Seninle ayrıldığımız yollara
Yaralı ve karalı
Haberin geliyor yaralı yüreğim
Çok da üzgün duruyor muşsun gün boyu
Sorunca seni komşu kızının penceresinden
Dudak ucuyla biraz üzgünce
Birazcık da sırıtıyor ara sıra
Yoksa yine bahis mi var aranızda
Anlayamadığım
Ne oldu korsan yüreklim şimdi
Kıyısında mahsur mu kaldı yüreğiniz
Utanır olmuş tavırlarınız
Unutuldu mu yaşananlar ?
Hiç birini unutmadım karalı yüreğim
Aşkının adamı değilim dediğin günü !
Ama affettim seni
Çoktan veryansın olmuş yüreğin
Bir geri tepti ki yap boz aşkın
Tutukladı değil mi seni; Adriyatik yüreğim
Oh olsun mu hüküm giymiş esaratine
Oh olsun mu şimdi sol yanıma
Vay be!
Demek ki çanta da Keklik’tik, öyle mi?
Elleri de kınalı bir bebek!
Aşkım aşkım diyerek yalandan kapımı çalıp
Ça ça yapacak,
oynayacaktın filamenkoyu salınıp
Öyle, değil işte !
Nasıl da çarpmış seni Gülce Meleğin,
Gördün mü?
Cin çarpmışa dönmüşsün
Aşk denen bu atlı karıncaya hiç binmeyecek
kendine de bu kadar fazlından güvenmeyecektin
Unutmuşsun karalım !
Her aşk da olduğu gibi
Bu aşkında bir sahibi vardı;
Hiikmetince sarıp sarmala yandı
Aşık Veysel der ki;
" Bendeki bu aşk olmazsa"
Ve ben affetmesem seni sevdiceğim
Çok daha kaynar,
Çok daha çekilir iliklerin
Çöllere düşersin kim gibi
Yanar buhar olursun da ahımca
Yağarsın ben gibi
Ah yüreği karalı sevdiceğim
Gözlerim belalıydı bakıp da göremediğin
Gecenin bin bir ayazında
Açıkta kalmış mitil kollarınla
Üşüyor musun sahipsizce ?
Sarılıyor musun sende şuan
"SEN" hayaline
Ve hayatın gülünce yüzüne;
Güneş, ne güzel doğuyor tepelerden değil mi
Ki, Ay da bir güzel süzülüyor penceresinden öylece
Kamaştırıyor yıldızlar da gözlerini nicesinden
Haydi, yasla başını yüreğime sessizce
Kabe’nin eşiğindeyim bu gece
GÜLESEN SANCAR 11.09.201? saat akşam vakti