KUL HAKKI 

Sevgili okuyucu Dostlarım bu hikayemde nefse uyup kul hakkına tenezzül  eden bir hikaye anlatacağım   nefsin şehvetine çok dikkat etmek gerek nefsi havanın arzusu bitmez bunun kötü olduğu ayet i kerimelerde açıkça bildirilmiştir nefsi arzuların insanı Allah yolundan saptırıcı oldukları Kur'an ı Kerim'de anlatılmıştır Çünkü nefis daima Allahü teâlâyı inkar ona inat isyan etmek ister Her işte nefsin arzularına uyma ona tapmak olur Nefsine uyan küfre veya biat sahibi olma yahut fıska ya ni haram işlemeye başlar nefse uymaktan kurtulmak dünyanın en büyük nimetlerindendir Çünkü nefis Allahü teala ile kul arasındaki en büyük perdedir. İşte bu anlatacağım hikaye de nefsine uyup dünya malına aldanmış ama yüce yaradan hak ve adaleti yerine koymuştur.
Giden Baharları geri dönecek sanırız ama öyle bir gün gelir ki hanlarımızdaki o Tunç kandiller bile Söner ufuklar paslanır sular durulur kısmet kapılarına kilitler vurulur yada sonuna kadar açılır Pişmanlık larımız için geç olmasın inşallah diyelim.

Hasat zamanı başlamış başaklar erişmiş dökülmeye gelmiş ve bütün Köylü'nün 1 yıl boyunca beklediği hasat mevsimi gelmişti Tabii ki köy ağası osman efendinin tarlası Boldur hasat almak için işçiye ihtiyacı vardır Gariban köylü Hacı Mustafa'nın fazla tarlası yoktur hasat mevsimi evine ekmek getirebilmek için ona buna işe gider Çünkü bakmak için bir kızı bir oğlu bir eşi vardır. Köyün ağası Osman Efendi Hacı Mustafa yı işe çağırıyor tabi Bunu duyan Hacı Mustafa koşarak işe gider ve başlar çalışmaya. Osman Efendinin Deli Kadir adında bir oğlu vardı Her sabah atına biner tüfeğini alır işlerin başında Azrail gibi nöbet tutardı Eskiden köyler deki hasatlar çok uzun sürerdi  Mustafa Efendi üç ay boyunca çalışır bir kuruş para almalaz Her ay başı istediğin de gelecek ay gelecek ay diyerek  savuşturulur  Mustafa Efendi diğer işlerde çalışmaya başladı ve tam bir yıl çalıştı Osman Efendi düşmanlıydı köyde hasımları vardır Osman Efendiyi hasımları öldürdü  hasımlarının bir âmâ çocuğu vardı biraz beyinsel özürlü sokakta kendi haline dolaşır kendi haline türküler çalar bağırır çağırır dururdu .
Mustafa Efendi çalıştığı günlerin hiçbir parasını alamadı ve çok zor durumlara düştü ve köy ağası Osman Efendi vururlar Artık her şey oğluna kalmıştı oğlu Ata Biner her sabah tarlaları Bağları dolaşır artık babasının ismini sürdürmeliydi 
Ama o da babası gibi gaddar Köylü'nün hakkını yemeye devam ediyordu ve yine bir sabah atına bindi dolaşmaya başladı Bir Çeşmenin Başında Durdu Atını suladı elini yüzünü yıkadı ve yanında bir külçe altın vardı altınları Çeşmenin başında unuttu ve atına binerek çekti gitti Osman Efendinin Küçükoğlu oyuna meraklı idi oyun oynarken çok susamıştı ve o da Çeşme'ye geldi baktı ki Çeşmenin Başında Bir külçe altın aldı eve götürdü Babasına verdi babası dedi ki Oğlum nereden buldun bunları O da babasını olanları anlattı Çeşmenin başında bulduğunu ve Çeşmenin başında kimsenin olmadığını söyledi Hacı Efendinin oğlu deli Kadir altınları unuttuğunu fark etti hemen tekrar atına binerek Çeşmenin Başına geldi ama Çeşmenin yanında altınlar yoktur çeşmenin yanında hasmı olan adamım sakat oglu gelmişti  ve ona dedi ki ben burda biraz önce bir Kese altın unuttum onları senmi aldın dedi sakat cocuk gülerek ne altını amca ben altın falan görmedim dedi  tabiki bu durum adamı tatmin etmedi üstüne üstelik birde hasmı nın ogluydu deli kadirin  babasını öldürmüşler di defalarca söylemesine ragmen cocuk yok almadım diyordu ve orada âmâ çocuğu öldürdü .ve atına binip eve döndü .ve köyü topladı köyün ileri gelenlerini toplayıp bu duruma açıklık getirmelerini ve altınlarının kimdeyse iadesini istedi ermişleri devrişleri toparladı karara herkes saygı duyacaktı durumu anlattı Çeşmenin başında bir külçe altın unuttuğunu ve bu yüzden bir ama çocuğu orda oldugu için öldürdüğünü osman efendi şaşkındı  çünkü ölen oğluda olabilirdi çünki altınları oglu bulmuştu ve Osman Efendi altınları oğlunun çeşme başında bulduğunu söyledi ve sonra kendinin bunlara bir yıl çalışıp ücret alamadığını da anlattı artık işler karışmış hak adalet yerini bulacaktı köy meclisi karar verdi ve şöyle dediler senin babanı o âmâ cocugun babası öldürdü sende onu öldürdün hak yerini buldu senin baban osman Efendiyi bir çalıştırdı hakkını vermedi oglu altınları buldu o da onun hakkı dır dendi .tabiki bunlar kendiliğinden olan şeyler değildi yüce yaradan kimsenin kimsede hakkını koymaz böylelikle hak yerini buldu .ve deli Kadir kimsenin hakkını yemeden çalışmaya başladı artık oda anlamıştı kimsenin hakkının kimsede kalmadığını. 

HARUN YILDIRIM
( Kul Hakkı başlıklı yazı Harun Yıldırım tarafından 26.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.