Acımasız terk edişler tıklım tıkış sıkıştırılmış,

bayatlamış aşklarla  katılaşmış yürekler.

İnan bana,

sıkacağın mermiler acımasızlıkların ardından yetişemezler.

Mermi de işlemez zaten öyle bir yüreksizliğe.

Bırak sen de çöplüğe dönüşmüş o cürufun içine kırgınlıklarını.

Kokuşup kalsınlar.

Sinekler dans ediyor,

eski aşklar çöplüğünde;

leş gibi çürük kokuyor yüreğin.

Aç perdeleri, tozunu al pencerelerin;

dışarıda yeni bir hayat başlıyor.

Kucakla güneşi,

aynı cevapların sınavında

sorulara kafa yormadan iliklerine kadar ısınmaya bak.

Suda, üfleyerek girdap oluşturamazsın…

Tükettiğin ömür,

niçin hesap soruyorsa sana,

hepsine elinin tersiyle bir vurup kapatmak gerekir sayfayı,

yeni bir sayfanın açılabilmesi için…

Bembeyaz bir sayfa aç kendin için;

orada,

sen, bu evrenin merkezisin.

Sen, evrenin en vazgeçilmezisin.

Sen, katıksız sevgisin.

Ana rahminden henüz çıkmış gibi masumsun.

Korkusuzsun,

derin ve uzak görüşlüsün

ve bilgesin

bilgiye açsın sınırsızca

hiçbir gölgen yok.

Sen, yalnızca ışıksın…

 

Ölümün ve çektiğin aşk acıların aynı haneye yazılmazdan evvel,

tut hayatın elini.

Yürü git ardına bakmadan…

( Tut Hayatın Elini başlıklı yazı AliKemal tarafından 26.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.