akşamın nereye çıkacağı belirsiz yollarında

düş kurarak gidiyordum bir türkü tutturarak

“Yüreğini yüreğine çaktı  bir sevda dikeniyle…”

Güneş bütün gün boyu bizden bir parçaydı

menekşe renkli ay da;

Ay karanlığında kimsesiz yollarda gidiyordum…

Ben durduğumda gidiyordu,

gözden yitiyordu yollar,

ben giderken duruyordu,

bekliyordu düşünmem için;

türküm hüzünleniyordu…

“topladılar meclisi kararını verdiler

vurdular fadiği zap suyuna attılar...

fadik kardeş bu dünyada var idi

tatlı dilli güler yüzlü

bir çobanı sevmişti…”

Ölü şehrin kırsalında derme çatma bir çiten

oğlak,kuzu sesleri, sivas kangal eniği,

küçük taze çığlıklar

fadiğin sevdalısı

aşık çobanın paniği,

bir uluma sesi duyulmakta iken,

dolunayda kurt adam,

ya da boncuk gözlü baykuşum

gizlice bakıyordu

suskun ve dingin bahçelerde

portakal dallarının arasından…

Duyduğum seslerden korkmadan

ben gidiyordum

hakkımda ne düşünürlerse düşünsünler

gülüp geçerek;

yolun başındaydım, henüz cahildim,

işim, yürü ya kulum, demesine kalmıştı…

( Gidiyordum Düş Kurarak… başlıklı yazı AliKemal tarafından 25.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.