Gecenin koynunda sarı bir dolunay, kenarında bulunduğun nehir, kokusuyla beynimi uyuşturan orman, masamdaki mumun ateşinde ben nefes aldıkça soluklaşan hayalin...

Hatalar ve ihmaller silsilesinin artığı olmuş uzaklığın ve sesin..

Yanımda kim var umrumda değil ama uyuşan düşüncelerim senin odanın kenarında kıvrılmış bekliyor, bende masamda damlayıp sertleşen mum damlaları gibi donuk gözlerle bekliyorum.

ya bir an gelirse yine o mum damlaları gibi donuk gözlerle mi bakacaksın..?

Ellerim ümidini kesti artık ellerini ısıtamayacak diye girmiyor ceplerime.

Korkuyor muyum ileri ki tepede içip ateş eden adamlardan bilmiyorum.

Zaten sen yoksun, aklımda gitti galiba peşinden.

Bunun için galiba mum damlaları gibi donuk bakışlarım, sessiz haykırışlarım, laleye dönen gözümün beyazı…

Mum eriyip gitti kıvrılan ateşin zulmüne dayanamayıp.

Karanlık çöktükçe gitti hayalin. Kulağımda uğuldayan senden duyduğum ve keşke açmasaydım o telefonu dedirten kelimelerin.

Kararan gecede hayalinin gidişi ve çıldırtan donuk bir sensizlik...

Zayiat-ı Kelam 
( Mum Damlaları başlıklı yazı zayiat tarafından 24.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.