İmkan'sızındım sadece
çıkamadığın dört hüzün yürek duvarına astığın
şim
âlsiz resimdim belki de.

...ucu yanmış mektuplarım şahidimdir ki
çok sevmiştim seni !




Sensizliğinde s'üzülürken
ben geceye
parmağıma taktığın yüzük,
yüreğime bıraktığın ateşle nişanlanırken
biz çoktan nikahına oturmuştuk ayrılığın,
kıymıştık geleceğe.



Saçlarımı taramak huzur veriyordu
biliyorum sana
sevdamın bayrağı dedigin
o dalgalarında
t'arıyorum şimdi seni.


Bahanelerle yaşlandırmaya lüzum yok
bırak baharında yumsun gözlerini sevdam..
Bırak en güzel çağında
gençliğinde gömeyim kalbimin sığ köşesine
ki
 aklımda nefretle ihtiyarlamış sevgin kalmasın..



Alnıma sürdüğün sevdanın karası
kurşuna çevirmiş olacak ki duygularımı
ayaklarım taşıyamaz oldu bu yüreği.
kıyasıya mec
âlsizim..


-ah başına buyruk kınalı sevdam, kaldık yine koyu karanla başbaşa ...
 


Oysa;
eski salonlarda kilim dokuyan iki gönül olacaktık
Sen bakışlarına beni nakşeden,
ben bakışlarında kaybolan iki zanaatkar..
N
âfile..



çek artık ellerini sevda/m/dan, kirletme onu da bahanelerinle..
ve kal,
 dön’me gittiğin o vefâsızlar şehrinde...


...


Z. Nâr

Ses:
Ibrahim inecik

 
( Sevda Karası başlıklı yazı Nar-ı Çiçek tarafından 22.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.