Ben beton
yığınıyım bundan sonra
tuğlayım kiremitim
ne doğru düzgün ağacım kaldı
ne doğru düzgün yeşilliğim…
asfaltım ben kilometrelerce
insanlarımın ayağı toprağa değmiyor artık.
dolmuş otobüs gürültüsü olurum gündüzleri
bağırış çağırış ağlamak
bir sürü mafya bozuntum var
bir sürü şehir ayıları
tavan yapar insanların sinir katsayıları
bir yerden bir yere üç saate gider insanlarım.
simit satanlarım ayakkabı boyacılarım
çakmaklara gaz dolduranlarım döviz bozduranlarım
hepsi benim bağrımdadır
geceleri ‘’boozaa’’ diye bağıranlarım
düşlerini lime lime edip vücudunu satanlarım
çöplerde ki sebzeleri meyveleri
ekmeklerine katık yapanlarım
hiç eksik olmaz sokaklarımdan
gece on iki den sonra tehlikeliyim
çıkmayın sokaklarıma
sakın sakın ha!!
silah dayarlar insanların şakaklarına…
tinercilerim var bir dolu
jiletçilerim var biletçilerim var
hiç birinin bizim evden geçmez yolu...
ben İstanbul'um, ben Ankara'yım
ben İzmir'im, Bursa'yım, Adana'yım...
ben büyüdükçe insanlar küçüldü
zenginleştikçe insanlar
paralar har vurup harman savruldu
hesapsızca saçıldı…
yavaş yavaş terk ediyor insanlar
terk ediyor artık beni
arabaların yönleri hep köylerine
kasabalarına doğru
ben büyükşehir bırakın sıkmayın bu kadar
gelmeyin üstüme gelmeyin katar katar…