ARTIK DÜNYA İLE REKABET ZAMANI

Yaklaşık altı aydır toplumda bir karamsarlık ve yarın endişesi vardı. 1 Kasım seçimlerinin sonuçları bu karamsarlığa ve yarın endişesine son vermiştir.

1 Kasımdan sonra toplumun her kesimde bir rahatlamanın olduğunu görüyoruz.

Çünkü 7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuçlar hiçbir partiye tek başına iktidar imkânı vermediği gibi koalisyon ihtimalinin de olmadığı yaşadığımız süreç içerisinde ortaya çıkmıştı.

Bu durum bütün toplum kesimlerinde bir endişeye ve karamsarlığa sebep olmuştu.

1 Kasım seçimleri işte bu olumsuzlukları net şekilde ortadan kaldırmış ve 2019 yılına kadar bir seçim ve istikrarsızlık ihtimali kalmamıştır.

Bu karamsarlık ortadan kalktığına göre zaman çalışma zamanı ve dünya ile her alanda rekabet etme zamanıdır.

Başta eğitim olmak üzere, bilimde, teknolojide, üretimde, sporda vb her alanda dünya standartlarında çalışmak ve üretmek zorunluluğu vardır.

Eğer dünyadan koparsak, dünyanın gittiği yönün aksine gider veya yerinde sayarsak, ne milli gelirimizin artmasını sağlayabilir, ne milli gelirden kişi başına düşen gelirimizi artırabiliriz, ne küresel çapta bir güce sahip olabiliriz, ne de bölgemizde söz sahibi.

 Bölgemiz küresel güçlerin at oynattığı önemli bir bölgedir. Bölgemizde, bölge ülkelerinden küresel bir gücün olmaması, kuzeyden, batıdan ve ta dünyanın öbür tarafından gelip müdahale eden güçlerle dolup taşmıştır. Biz ise sınırlarımızın dibindeki gelişmelere ne yazık ki direk ve açık müdahil olamamışızdır.

Hâlbuki bu bölgede küresel güç olma potansiyeli olan tek ülke Türkiye’dir. Ancak Türkiye’nin iç kavgaları, üç yüz yıldır küresel güç olmasını engellemektedir.

Hatta Allah korusun zaman zaman iç savaş cümlelerini kuranların, dillendirenlerin ve iç savaş denemeleri yapmaya kalkışanların olduğunu da hem görüyor hem de bu yolda çalışanları biliyoruz.

Bilerek veya bilmeyerek bu yolda gayret gösterenlere destek verenlerinde az olmadığına şahit oluyoruz.

Daha önce defalarca yazdık. Türkiye’nin küresel güç olması için hem çok üretmesi hem de Nükleer güç olması gerekir. Kendi imkânlarıyla nükleer silah denemelerini en kısa zamanda yaparak nükleer silahlara sahip olması gerekir.

Bunun yanında milli gelirini artırarak kişi başına en az 25-30 bin dolarlara ulaştırmak mecburiyetindedir.

Türkiye’nin bunları yapma potansiyeli vardır. Sadece bütün kademelerdeki yöneticilerin büyük düşünerek bu hedefler doğrultusunda koordineli olarak kararlı adımlar atmaları gerekir.

Türkiye’nin bir İtalya’dan, bir Fransa’dan, bir Almanya’dan, bir Japonya’dan, bir Rusya’dan ve bir ABD’den vb neyi eksik?

İnsan gücü mü, yer altı ve yerüstü kaynakları mı, denizleri mi, enerji kaynaklarına uzaklığı mı, jeopolitik durumumu mu, tarihi ve kültürel kaynakları mı vb neyi eksik Allaha aşkına?

He eksik olanı söyleyeyim. Eksik olan bir şeyi var ki işte bu eksiklik her türlü gelişmeyi engelliyor.

Bu eksiklik iç kavgalar, birbirimizi engellemeye dönük çalışmalar, ülke menfaatine olan her şeyde güç birliği yapılamaması, birimizin yaptığını diğerimiz yıkarak yeni baştan yapmaya kalkışmamız, İşbirliğinden ve güç birliğinden maalesef uzak olmamızdır.

Artık bu yanlış davranışlarımızı bir tarafa bırakarak, ülkemiz için, halkımız için, geleceğimiz için, azami düzeyde iş ve güç birliğini geçekleştirerek dünya ile rekabet etme zamanıdır diyebilmeliyiz.

( Artık Dünya İle Rekabet Zamanı başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 10.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.