Tarihten bir yaprak düşmüş bugün ve o yaprağın bulunduğu ağaç öyle meyveler vermiş ki..

Yahya Kemal Beyatlı..

Şimdiler de ismi çok az anılan ve yine şimdilerde okumaktan çok okunmayı yeğleyen bir toplum arasında az da olsa şiirlerini okuyan şiir severler elbette var.

Nedendir bilinmez kendini toparlayıp bir türlü gidemeyen sonbahar esintileri gibi bu kayıplar..
Düşündükçe hüzne boğuyor insanı, elbet ölüm de yaşamaya dahil lakin unutmak tabiatında olmamalı insanın.

Her yaptığım araştırmada bir ince sizi gibi içime düşmekte dolayısı ile bu değerler,
ne kadar ve nasıl etkinlikler düzenlendi inanın tam bilgim yok ama kendimce yaptığım araştırmayı ve seçtiğim bir kaç dizesini sizlerle paylaşmak istedim.

" 2 Aralık 1884’te Üsküp’te doğdu. 1 Kasım 1958’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Ahmed Agâh. Üsküp Belediye Başkanı Nişli İbrahim Naci Bey’in oğlu. Annesi Nakiye Hanım ise şair Lefkoşalı Galib’in yeğeni. "

Eserleri

Kendi Gök Kubbemiz(1961)
Eski Şiirin Rüzgariyle(1962)
Rübailer ve Hayyam Rübailerini Türkçe Söyleyiş (1963)
Aziz İstanbul(1964), Eğil Dağlar(1966), Siyasi Hikayeler(1968)
Siyasi ve Edebi Portreler(1968)
Edebiyata Dair(1971)
Çocukluğum,Gençliğim,Siyasi ve Edebi Hatıralarım(1973)
Tarih Müsahabeleri(1975)
Bitmemiş Şiirler(1976)
Mektuplar-makaleler(1977)

Eserlerinden örnekler
Rindlerin Akşamı

Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç.
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Gurûba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül.
Ya lâle açmalıdır göğsümüzde yâhut gül.

Bir unutulmaz sanatçılardan dilnedik biz bu eserleri, Müzeyyen Senar ve Zeki Müren, Gönül Akkor  gibi...

Sonra...

- mefâilün feilâtün mefâilün feilün (fa'lün)

endülüs'te Raks

Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı...

Zevk akşamında Endülüs üç def' kırmızı...

Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.

İspanya neş'esiyle bu akşam bu zildedir.

Yelpâze çevrilir gibi birden dönüşleri,

İşveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri...

Her rengi istemez gözümüz şimdi aldadır;

İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır.

Alnında halka halkadır âlşüfte kâkülü,

Göğsünde yosma Gırnata'nın en güzel gülü...

Altın kadeh her elde, güneş her gönüldedir;

İspanya varlığıyle bu akşam bu güldedir.

Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi;

Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi...

Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli...

Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kerre öpmeli..

Gözler kamaştıran şala, meftûm eden güle,

Her kalbi dolduran zile, her sîneden: "Ole!"

...

Yukarda verdiğim sadece iki eserinin kısaca ele alınmasıdır, daha nice değerleri ve eserleri var elbette az bi araştırmak okunmak istiyor o kadar.

Ne demeli, birşey diyemiyor insan. Yitip gidenler hep değerli unutamadıklarımız hep kıymetli.

Ben sadece biraz dokundum dönülmez akşamların olduğu diyarlara, zira şu sıralar ufuklar hep karanlık... Vakit hep geç...


Duâ ile anıyoruz üstadı

Zeki Müren'i,  Müzeyyen Senar'ı ve Gönül Akkor'u da yanı sıra elbette.

...


Z. Nâr

..

( Dönülmez Akşamın Ufkundayız - Yahya Kemal Beyatlı.. başlıklı yazı Nar-ı Çiçek tarafından 1.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.