Ahmet AYAZ
Kilis Kent Gazetesi 27 Ekim 2015
...................................................
Sayın
Hasan Şahmaran, 27 Ekim 2015 günü Kilis Kent Gazetesine “Ahmet Ayaz ve Vay
Babooo” başlığı altında bir yazı yazmış. Düşünüyorum da Sayın Ağabeyim o
gün Kent Gazetesine yazacak ya bir konu bulamamış, ya da, büyüklerle uğraşırsam
üne kavuşurum düşüncesi ile yazmış. Hâlbuki mesele hiçte öyle değil.
Ağabeyim kendi kendini böyle konularda boşu boşuna yorar. Çünkü karşısında ismi
Türk Dünyasına girmiş bir Şair Ahmet Ayaz var.
Benden
daha önceki olumsuz yönde konu ettiği zat’ı muhterem, Gaziantep
Üniversitesi’nin Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bilgehan PAMUK… Bendeniz
Ahmet Ayaz’a gelince, yukarıda da dediğim gibi, adı Türk Dünyasına taşmış
bir isim. Sayın Ağabeyim hele etrafına bak da, bir gör bakalım. Adı Türk
Edebiyatı Dergisine giren etrafında kaç kişi var. Belki de Hasan ağabeyim
Rahmetli Ahmet Kabaklının yayınladığı Türk Edebiyatı Dergisini hiç
okumamıştır. Eğer okusa ismime rastlardı diye düşünüyorum.
Değerli
Ağabeyim İnternete gir, Şair Ahmet Ayaz yaz, kim olduğumu, ödül ve
plaketlerimi gör, ondan sonra yazacaklarını yaz. Beni tanısan yazdıklarından
utanır, benden özür dillersin. Ta ki, Tataristan’daki Prof. Dr. Ramilya
Yaralluna Yıldırım, yayınlamış olduğu “Fırat’tan Volga’ya Medeniyetler Köprüsü”
adlı, kuşe kâğıda basılmış 520 sayfalık kitabında Ahmet Ayaz’a sayfa ayırarak
yer vermiş. Tekrar da telefonla arayarak, sözü edilen kitaptan adresine
postalamıştı. Allah bu gibi değerli üniversite hocalarımızın sayılarını
çoğaltsın diyorum.
Gaziantep
Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Esra Güllübardak Tiryaki Hanımefendiye geçen
yıl ödev konusu oldum. Sayın İhsan IŞIK Beyin 2006 Yılında, Elvan
Yayınlarından çıkardığı 10 ciltlik, resimli ve metin örnekli Türkiye
Edebiyatçıları ve Bilim Adamları Ansiklopedisinde, Rahmetli Ertuğrul
Karakoç Hocamızın kalemiyle yer aldım. Bu kitaplar Türkçenin dışında Almanca,
İngilizce ve Fransızca olma üzere 3 dilde yayınlandı. Sözü edilen devletler bu
ansiklopediden satın aldılar. Bizim Kültür Bakanlığı İhsan Işık’a ödül
verdi ve satın alarak sözü edilen ansiklopediyi bütün kütüphanelere gönderdi.
Sayın ağabeyim, siz neredesiniz?
Şimdi
burada samimiyetimle söylüyorum. Beni Hasan Ağabeyim her halde yaşlanıp,
az okuduğundan olmalı ki, tanıyamamış. Ama yazın dostlarım çok iyi tanırlar,
Hakkımda Abdurrahim Karakoç gibi ünlü isimler sayılamayacak kadar olumlu
yazılar yazdılar. Aşağıdaki alıntılar, hakkımda yazılanların sadece birkaç
tanesidir, lütfen okumanızı istiyorum.
Ahmet Ayaz, şiirlerinin konusunu gerçek hayattan, yaşanmış
olaylardan, hikâyelerden seçmiştir. Türk şiirine geleneksel konulardan aşk ve
ayrılık, gurbet ve vatan, insan ve ölüm, birlik, beraberlik gibi motifler
işleyen güzel örnekler kattı. Duygularını coşkuyla dile getirerek, okurda
heyecan uyandıran lirik eserler yazdı.
Prof.
Dr. Ramilya YARULLİNA YILDIRIM
(Fırat’tan Volga’ya Medeniyetler Köprüsü, Yıl: 2015, Sayfa 183)
Ahmet Ayaz, hecenin başarılı temsilcilerinden biridir. Aynı
başarıyı serbest tarzda yazdığı şiirlerinde de sürdürüyor. Bize düşen şiirle
yoğrulan bir ömre saygıdır. Ahmet Ayaz’a şiirle ve sevgiyle dolu bir ömür
diliyoruz.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÖZPAY
Sihirli Mektuplar (1 Ağustos 2013)
Ahmet Ayaz’ı uzun yıllardır şiirlerinden tanır ve severim.
Okudukça sarar beni şiirleri, duygulanırım. Kaç kez okuduğum şiirleri olmuştur.
Nesir yazıları, araştırmaları, folklorik çalışmaları olsa da ben O’nu, şair
olarak tanıdım ve sevdim. Yapmacıktan uzak durmuştur. Sade bir dil, içten bir
söyleyiş, her şiirinde görülen bir unsurdur. Gerek serbest, gerekse hece ölçülü
şiirlerinde. Usta bir ozanın söyleyişleri belirgin bir biçimde ortaya çıkar.
Ahmet Ayaz’ın hangi kitaplarını okursanız okuyun. O’nun şiirlerinin çoğunda
toplumsal çarpıklığa karşı bir başkaldırı, bir yergi bulacaksınız. Sevda
şiirleri okuyucuyu büyülemektedir. Atatürkçü ve yurtsever ozanımızı şiir
burcunda dalgalanan bir bayrak olarak görüyorum. Kitaplarının her biri,
Dünyamıza başka başka ufuklardan açılan, ayrı ve güzel pencerelerdir.
Ertuğrul KARAKOÇ
(Sızı,
2005)
……. O’nu uzun yıllara varan bir zaman içinde tanıyorum. Yüreği
memleket sevdası ile dolu, asil kanlı bir Türk yazarıdır. Her daim arı gibi
çalışkan ve üretken… Yaşamın her alanında emeği ve izleri olan bir gönül
erbabıdır.
Tamer ABUŞOĞLU
(Gaziantep 27, 24 Nisan 2002)
….. Ahmet Ayaz, Gaziantep’in kültür, sanat ve edebiyatında,
unutulmaz bir iz bıraktı.
Mehmet NACAR
(Gaziantep 27, 12 Ağustos 2003)
Aziz dostum Ahmet Ayaz, gerçek doğuştan şair. Törelerine
saygılı, vatansever, içi dışı pırıl pırıl, dostluğuna güvenilen, sağlam
karakterli, mert insan… Katıksız Türk oğlu Türk. O’na Türk Milleti sahip
çıkmalıdır.
Dr.
Abdülkadir TANRIVERDİ
(Olay Gazetesi 18 Mart 1999)
Ahmet Ayaz’ı, şair olanlar bilir. Bir Şair Ahmet Ayaz var, bir
de halk bilimci, folklorcu Ahmet Ayaz var.
Prof.
Dr. Erdal Ceyhan
(Son Mektuplar, Ocak 2000)
Türk Şiirinin geleneksel temaları, Ahmet Ayaz’ın şiirlerinde en
içli ifadelerini bulur.
Edebiyat Öğretmeni
Ziya Çil
(Şehitkâmil’e Bakış Dergisi, Haziran 1991)
Saygıdeğer
okurlarım; ben bu yazıyı Sayın Hasan Ağabeyime cevap olarak yazmadım. Siz
okurlarımı bu yanlış tanıtımdan haberdar etmek için yazdım. Yazdığı yazıda
Kumru Dergisi sahibi Av. Abdulhadi Bay’dan, Mavi Dergisi sahibi Mehmet Kara
Beylerden söz ediyor. Mehmet Kara 16 Eylül 2002 tarihinde Zafer Gazetesindeki
köşesinde “Gaziantep’te Ozan denince aklıma Vahittin Bozgeyik,
Ahmet Ayaz ve Mehmet Nacar gelir” demiş. Abdulhadi Bay ise Kumru
Dergisinin her sayısında şiirlerimi yayınlıyor, benim ile röportaj yapıyor. Bu
son sayısında ise TRT Çukurova Radyosunda Sanem Paşahan’ın programında, Hakan
Erendost ile canlı yayında söyleşimi yayınladı. Bu söyleşiyi Kent Gazetesine
de gönderdim. Eğer Barutçu yayınlar ise.
Benim
Kilisli, Hüseyin Toprak ağabeyim başta olmak üzere, Mehmet Hanifi
Aliosmanoğlu, apartmana adımı veren Reşit Aliosmanoğlu, Fikret Oğuztürk, Ecz.
Uğur İslam, Uğur Elhan, rahmetli Diş Tabibi Metin Ruhi gibi dostlarım var.
Hasan Ağabeyim ile bir defa Kilis Üniversitesinde karşılaştık. Dinçti. İyiydi.
Sanırım iyice yaşlanmıştır. Benim yaşımı merak etmiş, 1947 doğumluyum.
Şair Dostum Mehmet Nacar ile çok toplantılara gittik. Bizi Aksaray’da iken,
oradan Mümin Uluç Bey Almanya’ya götürecekti, Mehmet Nacar razı olmayınca, ben
de gidemedim. Çünkü onun ile beraber davet edilmiştik.
Bunu
da söyledim ya; Hasan ağabeyim bizi elinde saz ile köy köy dolaşan
âşıklara benzetmez inşallah, kendisine Gaziantep’ten selamlıyorum. Artık
yaşlanmış, inşallah başka bir yanlışa düşmez diyorum.