nişangâh seçilmişiz okları yaydan çıkmış
zamanın durağında aşkım infilâk eder
tanrısal âleminde yârim açık saçıkmış
ehl-i kitap âlimi insanı solak eder
.
sensiz yaşamı bilmez verilmişse teselli
oldukça izdihamda cândaki müteselli
omuzlarım değiller şu kalbim mütevelli
meleğine; hamamcı, kendini tellâk eder
.
çınlıyor arkasından istinad duvarlarım
salkımları suyundan, meyimi yuvarlarım
isyân eşiklerine mahkumdur duyarlarım
baş vurulan her devâ aklı muallâk eder
.
şu cinsimi çarmıha çakıp atıyor musun
güneşine... tan vakti, çekip gidiyor musun
demekki senin için beni güdüyormuşsun
gece yarıyı nikâh, gündüzü talak eder
.
bir yoksulum demeye dilim elin vermiyor
sultan olsak bu rahmet bak hayır mı şer mi yor
her yerimiz sevgili, aşkımız mahşer mi kor
dökülen hatıralar gül eder leylak eder
zabıt tutar paçadan yoksa istimlâk eder

( Muâllâk başlıklı yazı yoksul tarafından 13.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.