sokak hayvanları kediler ile ilgili görsel sonucu

Kuzey bölgelerde ve yüksek kesimlerde yağan karın güzelliğini, bembeyazlığını, bölgemizde ise arkası kesilmeyen yağmurları seyretmek, yaşantının duygusal boyutu.

Madalyonun öbür tarafında; çetin kış şartlarının hüküm sürdüğü bölgelerde karın getirdiği olumsuzluklar içinde yaşam mücadelesi veren insanlar ve korumasız hayvanların sıkıntıları...

İnsanlar, maaşlı çalışıyorlarsa, söylenecek söz yok. Ama serbest çalışıyorlarsa, iş hacminde ve kazançta düşüklükler, kemer sıkma durumu ve bazı ihtiyaçları erteleme kaçınılmaz...

Diğer canlılar, zavallı hayvanlar... Ne kadar bahtsızlar...Sahipsizler. Söz gelimi, sokak hayvanları der geçeriz. Derinliğine düşününce insan, normal zamanda bile yarı aç yarı tok bu hayvanlar,  yaşamakla ölmek arasındaki ince çizgide, gidip geliyorlar...

Her taraf karlarla kaplı olunca, ormanlardaki hayvanlar, geyikler, karacalar ne yer, ne içerler? Ya doğal hayattaki yaban hayvanları, kanatlılar vs...

Yaratılmışların en mükemmeli olan biz insanlar, görebiliyor muyuz, kışta kıyamette, sıkıntıda olan insanları...Açlıktan iki karın duvarı birbirine yapışmış sokak kedilerini, köpekleri, kuşları...

Çekilmişiz hırs ve bencillik zırhından ördüğümüz sıcacık kabinimize, yarım küre olmuş göbeğimizi oğuştura oğuştura ve arada geğirerek, yalnız kendimizi düşünürüz, bir sonraki öğünde ne yiyeceğimizin planlarını yaparak... Görmeyiz açları...Görmeyen gözlerimizle, hissetmeyen yüreğimizle biz ne kadar insanız?

Siz, cebindeki para tomarını, biraz gizli biraz açıktan saymaya çalışan beyefendi!, siz ne kadar insansınız?

Etsiz sofraya oturmam diyen Mehmet bey, sen ne kadar insansın söylesene...

Balkonun bir köşesine hergün konulacak bir miktar bulgur, hangi bütçeyi etkiler? (Ben, yılın her günü bu görevimi aksatmam.)

Ülkemizde, yönetim olarak her konuda olduğu gibi sokak hayvanları ile de ilgili bir düzenleme ve uygulama yok. Bazı şehirlerde belediyeler ile büyük kentlerin bir kısmında sivil toplum örgütlerince çalışmalar yapılmaktaysa da, çok cılız kalmakta. Olayın ülke genelinde "bütünsel" olarak ele alınması gerekmektedir.

Bizler, her daim zavallı ama kış günlerinde, zavallıların da zavallısı olan bu hayvanlara geçici de olsa, beslemek ve barındırmak görevini üstlendiğimiz ölçüde insanız.

Bizler, iyiden darboğaza giren tanıdıklarımıza borç veya hibe olarak yardımlaştığımız kadar insanız...

Bizler, beynimizde, pozitif enerjilerimizi ve olumlu düşüncelerimizi üretebildiğimiz kadar insanız...

Bizler, maddi ve manevi yardımlaşma duygularımızı, eyleme geçirebildiğimiz kadar insanız...

Bizler, kötü niyetten uzak olabildiğimiz kadar insanız...

Koruyup kollamacı şefkat ve merhametimiz kadar insanız.

Saf ve duru düşünebildiğimiz kadar insanız...

Burada üstüne basa basa sorulan soru şu: "BİZ NE KADAR İNSANIZ?"...

Yazımı okuyan her kişinin bu soruyu kendilerine sormalarında yarar var, "ben ne kadar insanım?"...Kendi dışımdakilerin lehine ne yapıyorum? Hırsım ve bencilliğim ne kadar? Bu hırs ve bencillik bana mutluluk getiriyor mu?

Acaba % kaçımız biliyor:

""Hırs ve bencillik yoksulluk sebebidir.""

""Yardım eden kişilerin malında, mülkünde ve varsıllığında bir eksilme olmaz, bilakis artar...""

Bunları ben söylemiyorum, Kutsal kitabımız meallerinde ve akaidlerde bulabilirsiniz.

Dini vecibelerimizden olan " yardımlaşmak" güzeldir, ihtiyaç duyan her canlıya...

Unutmamak gerekir ki, "veren el, alan elden üstündür"...

Selam ve sevgilerle...

Yurdagül Alkan.

( Ne Kadar İnsanız başlıklı yazı Gülalkan tarafından 6.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.