Emânet-i Şuhedâ gözbebeğim Vatana
İhânet edenlere "şerefsiz", "kalleş" denir...
Her ananın gözyaşı acı verse de bana
Hâinin ölüsüne her lügatta "leş" denir.

Milletime düşman çok; pusu kuran kurana
Kalmadı güvenimiz yanımızda! durana
Mehmedimi sırtından vicdansızca vurana 
Her hakâret uyar da; ne dost, ne kardeş denir.

Teşekkür etmek varken aşını bölüşene
Şaşarım kan dökerek sırıtan, gülüşene
Her şehit haberinde sol yanıma düşene
Azmimi körükleyen sönmeyen ateş denir.

Haber salın çakala, Kandil'in "YILAN"ına
Kanmasın Türk'e düşman Batı'nın yalanına
Vatanımı bölerek pay kapma planına
Abes ile iştigal; sonu kâbus düş denir!

Duy şerefsiz! Sırtını, nere yaslarsan yasla
Bendim sarsılır...belki, lâkin yıkılmaz asla!
Tümsek kalır Everest azmimize kıyasla
Sıkıyorsa haydi gel, bu engeli aş denir.

Öfkeyse gem vurulmaz yürekten taşanlara
Yazık olur ateşe fazla yaklaşanlara
Ele eşşeklik yapıp, haddini aşanlara
Kibar sözcük aranmaz, kısacası "çüşş" denir.

Tarihten onca kıssa bir parça hisse verse
İnsan maşa olur mu, azıcık aklı erse?
Durum şimdiki gibi, sözün bittiği yerse
Ya silah bırak, ya da, mezarını eş denir.

Mecit AKTÜRK
( E M A N E T İ - Ş U H E D A başlıklı yazı Mecit Aktürk tarafından 6.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.