sokak sakinlerinden minarenin

bir kolaymış ki kediye küfretmesi

Allah dediğine bakmayacakmışız

her gün yangın merdiveninin

şerefeye giden ağır adımlara

bir inat beş kez küsmesi

nedense sormayacakmışız

darılmasanız kalabalık kaldırımlara

ne kadar boş birbirinize kahretmesi

özgürlük bahşedilmiş ayaklılara

en azından temiz kalacaksınız

oysa birinizin açık demir perdesi

lafımız olmaz rahmet okuyanlara

hakeza huzur dolu bir cami gölgesi

bilmem ne zaman taşınacaksınız

yalnızlığa yılların malum var mı diyesi

usulca kıvrılan küçük dereden

şöyle az çok ötesi

o yer isyankar güneşin doğduğu

yaşlı tepelerin yamaçlara hediyesi

kar tutmuş ağaçtan eldivenlerin

koparamadığı bir kaç kardelen

bilse de havanın soğuduğunu

üç aylık maaşa aldımlara

içerliyormuş haliyle çokmuş ödenen

bildiğim gizli dağ söylentisi

rüzgarın düpedüz koruduğunu

kaç kere sordum terkedilmiş yapraklara

hiç sorulmuyor ki kartalın özentisi

beyazlar içinde kaldımlara

o kadar uzaktan göz koyduğunu

nergiz bilir esinti ki tam bir laf ebesi

içten içten kızgın mavi fulyalara

ya tavşanın özleme karışıp korktuğu

ne çok var değil mi yalnızlık hikayesi

dr.süreyya burak önder

( Olmadık Yalnızlık Hikayeleri başlıklı yazı burak1907 tarafından 5.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.