Sandıktan çıkarttım naftalin kokulu elbiselerimi,

bütün çocuk günlerimi sığıştırarak.
Siyah beyaz
 fotoğraflarıma baktım birer birer,
bütün çocuk
luk günlerim yalın ayak…

Hatıra defterimi yırtıp atmıştım,sarhoşluklarımdan birinde
sanırım içindekileri unutmak istiyerek;
ama, o günleri ne mümkün unutmak!

Annemi tanıyorum hemen,
kucağında sıkı sıkıya tutuşundan.
Üşüyordum ya, az önce, ısınıverdim çabucak!

.
Sıcaklığı hiç değişmemiş; sevgi
 sıcaklığında,
Oysa uzun
 yıllardır unuttuğumu sanıyordum.
Beni hayata bağlayan empati bu,
Annem göz
lerimin önünde işte…
Tüm nimetleri sunan eller gene hizmet peşinde;

sendeleyip düşmeme mani olarak!

 

Üstüme annemin sükûnetini örtünüyorum uyuyarak.

Öylesine derin uykulardı, uyuduklarım,
Mutluluklarımın sıcaklığından erimiyordu karlarım,
Ayaklarım kaymıyordu kaldırımlardan.

Dizlerim kanamıyordu.


Annesizliğin yaşanılmaz olduğu dünya
mda, oysa,
Ne kadar da erken onsuz kalmıştım.
Onunla beraber yok olamadığım için,
Hayatımı zindan yapmıştım…

İşte, kollarından aşağı kayıverdim gene,
Tutunacağım bir anne
 eli de yok!
O gidinceye kadar 
çocukluğuma dair hatırladıklarım 
öylesine berrak ki,
ne olmuşsa, o gittiğinde olmuş,

resimlerime buruk bir tad bırakarak...

evet, evet, evet… ondan sonrası bir kargaşa, savaş…
yitirilen umutların yerinde türeyen umutsuzluklar…
annesiz yaşamak neydi birkaç dakikalık debelenmelerin ölüm
cüllüğünde?

( Çocukluk Günlerim Yalın Ayak başlıklı yazı AliKemal tarafından 5.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.