YILAN VE KÖSTEBEK

 

Yılan, otlar arasında süzülüyordu. Köstebek, otların bittiği toprağın altında ilerlerken. Yılan, birden, köstebeğin üstünde olabileceğini düşündü. Köstebeğin üstünde, otların arasında ve güneşin altındaydı.

 

Ve köstebeğe dedi: “Neden yukarda, otların arasında, güneşin altında ilerlemek varken yoluna, karanlıklarda, çamur içinde debelenip duruyorsun?” Ama köstebek, onu duymadı. Hem toprağın altındaydı, hem de tünelini kazmaya öyle koyulmuştu ki, dış dünyadan tamamen soyutlanmıştı. Yılan, köstebeğin cevap vermemesini kibrine bağladı. Ve biraz kızgın, daha yüksek bir sesle sordu. Köstebek, yine onu duymamıştı. Buna iyice içerlenen yılan, tünelin girişini aramaya koyuldu. Buldu ve içine girerek yeraltına süzüldü. Bağırmaya başladı. Bu uzak ve boğuk sesten irkilen köstebek, çabucak yeryüzüne doğru bir baca açarak çıktı.

 

Yılan, tünelde, bağıra bağıra dolanıyordu. Fakat ne köstebeği bulabildi, ne de bir çıkış yolu. Geri dönmeye çalıştı ama, bu yer altı labirentinde yitirmişti kendini. Artık susmuştu. Büyük bir pişmanlık kapladı içini. Çaresiz ve inançsız, tekrar tekrar denedi labirenti çözmeyi. Korku ve ümitsizlikle oradan oraya gidiyor, kelimenin tam anlamıyla sürünüyordu.

 

Köstebek, otlar arasında saklanıyordu. Yılan, otların bittiği toprağın altında sürünürken. Yılan birden, köstebeğin, üstünde olabileceğini düşündü. Köstebeğin altında, otların altında ve güneşin altındaydı…

 

 

 

 SOLUCAN VE YILAN

 

Yılan solucana, “Sen kör bir cücesin” dedi. “Gözlerin yok ve bedenin, benim beceriksizce çizilmiş acınası bir karikatürüm sanki. Sen yılanlığa özenen bir kurtçuktan başka bir şey değilsin. Haddini bilmeyen, zavallının tekisin.”

 

Ve solucan yılana, “Ancak bedenin kadar büyük olan sen, anlıyorum ki benden daha küçüksün.” dedi. “Ve görüyorum ki, görmek için göze ihtiyacı olan, gerçeği yanlış görür. Çarpık zanların, hiç tatmadığım bir özentiyi bana yamarken, benden daha zavallı ve benden daha kör olduğunu da ortaya koymuyor mu?”

 

 

 

( Yılan Ve Köstebek İle Solucan başlıklı yazı KENAN KOÇ tarafından 4.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.