Zaman

Evirip çevirip de, üzerinden geçerek
Sanki bir sel misali zaman akıp da gider
Baltayla devirerek,hızar ile biçerek ...

Sanki bir çöl misali zaman yakıp da gider

Giydirtmez giyecekken saadetler tacını
Darbeler vura, vura çoğaltarak acını
Ömür cenderesinde ağartarak saçını
Sanki bir el misali zaman bakıp da gider

Gözlerinden yaş akar varken bir çok nedenin
Tutmaz elin ayağın buruşur naçiz tenin
Gönlün dip diri iken yaşlanır dinç bedenin
Sanki bir çul misali zaman söküp de gider

Emellerin değişir hevesten soyulursun
Azametli çınarken içerden oyulursun
Yeryüzünde gariban, bir fani sayılırsın
Sanki bir kül misali zaman döküp de gider

Gece gündüz iç içe, berdevamdır devranı
Sekteye uğramadan yürür ömür kervanı
Akıl idrak edemez kainatı evreni
Sanki bir yol misali zaman çekip de gider

Ne kadar güçlü olsak bir gün devrileceğiz
Halden hale dönerek, ruhen evrileceğiz
Hay’dan geldik sonunda Hu’ya çevrileceğiz
Sanki bir gül misali zaman dikip de gider

Misafirlik son bulur kervana katılırsın
Çizilip damgalanıp postaya atılırsın
Ne bir değerin kalır ne artık satılırsın
Sanki bir pul misali zaman takıp de gider

Ozan Mikdadi


( Zaman başlıklı yazı Mikdadi tarafından 3.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.