ÜNZÜLE
Ne gökten inen meleği, ne orduyu,
ne sofrayı gören var
Ünzüle, inen demek, inen ancak
iner beyin yolu ile
Aklıma geldi dersin, aklına
inmiştir, belki de yedi kuşaktan
Belki de, Rabbin bir armağanıdır sana
Her yaratılanın bağı var Yaratan
ile
Sakın ha bırakma O ipi,
kaybolursun, bilen, bulan olmaz
Sıkı tut bırakma ipini, o bağ ile
inzal eder, iner bilgiler sana
İste ne istersen, hayır dile
hayır olsun
Kalp, kan pompalar vücuda, bağırsaklar, pislik atar
vücuttan
Gaye, diri tutmak insanı
Düşün de iste, indirsin sana, bir
şekil değildir Rabbin,
Yarattıkları, varlığının ispatı
O attığını atan, sen değilsin der,
Yaratan
Dilediğini, Yarattıkları ile
yapan, yaptırandır O
Konuşan sen değildin der, Yaratan,
adına yaparız, her ne yaparsak
İsmi, Allah olanın adına, yapılır
doğrusu, gayrısı küfür
Ünzüle, bizim köydeki kız değil
Keziban, yalanlamak demek
İnzal olanı yalanlamak, cehennem
ehlinin işidir
Mesele Arapçada, değil, öyle
olsa, Araplar toptan âlim olurdu
Dileyene, dilediğini, dilerse
verir, Yaratan