1
Ağaç altı kahvesiyle sessizliği paylaşıyordu keten ceketim. Gevşek bir topuzun
Kurtulmuş saçları bağlarını atıyordu denize. Tek sahnelik çingeneleri ağlıyordu Rahmaninov’un…
Gölge getirmiyordu,
Günahı seven ayak sesleri
Yaprak çığlığıydı,
Üzümü ezilmiş asmalar
Narlar çatlamıştı
Elmalar kurtlu
Sevilmeye değmedi o yüzden
Hiçbir Havva
El pençeydi divanlarda,
Şeyh-i aşk’ın müritleri
Aynı boyda hüzün topluyordu dergâha,
Abdal edilmiş mertebeler
Kerpiç döküyordu,
Keramet ehli diller
Zakkum döküyordu rüzgâr
Ölü denizlerde,
Saçı topuz kadınlar düşlüyordu,
Uhrevi adamların yanık tenleri.
Deniz telaşlı
Gökyüzü griydi
Bir taş atıldı
Bir taş daha
Griyi tırnakladı,
Recme tutulmuş deniz kuşları
Ete büründü,
On üçüncü kemiğin sureti
Sütten beyazdı, baldan tatlı
Görmezden geldi,
Kara çamurun balçığı
Suadiyeeylülikibinonbeş
Demir Mutlugil