Hey diyet!

 

“Daha kaç adımda sökeceksin ciğerlerimi

Ve süzgeç ruhumun derinliklerine sirayet”

 

Tanığım ülkem gibi karanlıklara

Sormadılar tok elçiler açlığımı

Bir bardak suya meftun bu gönül

Sevme sıralarında baş okşayan

Adamlar kırıldı tepemde

Kuru söğüt dallarından

 

Bilumum yalnızlıkların

Kara kuru öfkesiyim/

 

Sen/ökçe kaç kez korudun

Süzgün bacaklarımın ayasını

Sen/çorap nasırlarıma ilaç

 

Kuşluk vakti anam koyarken

Secdeye alnını/

Ben yarıldım utançlarımdan

Sende aymazlık durakları…

 

Bana!

Sindiğim çakır diplerini

Ölüm korkularını/

Açlık nöbetlerini

Sorma…

 

Anne öpüşünde uyanılan

Gül sabahları/

Neşe tarlalarında

Uçurduğum kuş

Palazlarını sor…

 

Ölüm!

Bir arma gibi kalbimizde

Sevgi çukurlarında ayaz

Güneş yanıklarında bu ten

 

Kader;

Birilerine altın sarısı tasta

Birine de hamur bulamacı

Kıyasta sunuluyor…

 

Uçur öfkeni bir sevdanın kanatlarında

Uçur ki/

 

Yer açılsın çocuk oyunlarına

Göğsümün kafeslerinden/

( Kuş Uçurdum Göğsümün Kafeslerinden başlıklı yazı prens tarafından 19.09.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.