Ufkun siyah umudu, kaşlarında batıyor.
Karanfilin
kokusu, gözlerinde tütüyor.
Sevda
dolu şarkılar, hep seni anlatıyor.
Sen gelmesen gözlerim, yine yollarda
kalır.
Hicranın ecel olur, şirin canımı alır.
Ah
o gözlerin yok mu, bahar dolu gözlerin.
Yoksa
hep yalan mıydı, ümit veren sözlerin?
Küllenmeden
kalbimde, alevlenmiş közlerin.
Sen gelmesen gözlerim, yine yollarda
kalır.
Hicranın ecel olur, şirin canımı alır.
Seni
ilk gördüğüm gün, düşten güzel bir gündü.
Zümrüt
gibi bahçemiz, şimdi seraba döndü.
Sevgilim,
sen gidince, yıldızlar bile söndü.
Sen gelmesen gözlerim, yine yollarda
kalır.
Hicranın ecel olur, şirin canımı alır.
Bak
açmışım gönlümü, kapıları açmışım.
Sensiz
geçen günlerde ben hep kezzap içmişim.
Onca
güzel içinde yalnız seni seçmişim.
Sen gelmesen gözlerim, yine yollarda
kalır.
Hicranın ecel olur, şirin canımı alır.
Yazdığın
mektupları her gün koklamaktayım.
Kopardığım
gülleri sana saklamaktayım.
Rıhtımlarda
her akşam, seni yoklamaktayım.
Sen gelmesen gözlerim yine yollarda
kalır.
Hicranın ecel olur, şirin canımı alır.
Özlem
dolu şu kalbim, çarpar yüce sevginle.
Sesime
yüreğini, ödünç vererek dinle.
Sevda
dolu günleri, yaşamıştık seninle.
Sen gelmesen gözlerim, yine yollarda
kalır.
Hicranın ecel olur, şirin canımı alır.
Vuslat
için kalkıyor, göğe uzanan şu el.
Hayat
seninle tatlı, dünya seninle güzel.
Öyle
özlemişim ki,ölmüş isen bile gel.
Sen gelmesen gözlerim, yine yollarda kalır.
Hicranın ecel olur, şirin canımı alır.
Sensiz
geçen günleri, yaşamadım sayarım.
Senin
yüreğinde de yangın varmış duyarım.
Bir
buse vermesen de, bakar, koklar, doyarım.
Sen gelmesen gözlerim, yine yollarda kalır.
Hicranın ecel olur, şirin canımı alır.
Bütün
geceler boyu, ah ederek yanmışım.
Ben
hep seni düşünmüş, ben hep seni anmışım.
Sevgilim
şu ömrümü, yoluna adamışım.
Sen gelmesen gözlerim, yine yollarda
kalır.
Hicranın ecel olur, şirin canımı alır.
Hani
o şen, kaygusuz günler nerede şimdi?
Her
sabah pencereden ,bana el eden kimdi?
Seni
görmediğim gün, o benim gurbetimdi.
Sen gelmesen gözlerim, yine yollarda
kalır.
Hicranın ecel olur, şirin canımı alır.
12 Kasım 1996/Artvin
Muhammet AVCI